10. Hukuk Dairesi 2015/3245 E. , 2015/6653 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2013/940-2014/474
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, kararın gerekçe kısmında, "davacının 07.01.2011 ile 01.09.2011 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde çalıştığının kabulü ‘’ gerektiğinin belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında "davacının 07.01.2011-15.07.2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine" denildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle, Hukuk Genel Kurulu’nun 15.07.2009 tarih ve 2009/19-285 Esas, 2009/359 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgularla hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir.
Tarafların, o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3"üncü maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi, bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince, kararın hüküm sonucu kısmında, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer bırer acık, süphe ve tereddüt uyundırmayacak şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkemece, anılan Yasa hükmüne aykırı olarak, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunacak şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.