Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2256 Esas 2020/4939 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2256
Karar No: 2020/4939
Karar Tarihi: 30.10.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2256 Esas 2020/4939 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, kadastro tespitine itiraz davasında, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın yeterli bulunmadığı gerekçesiyle yerel bilirkişiler, zilyetlik tanıkları ve ziraatçı bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak mera araştırmasının yapılması gerektiğine hükmetmiştir. Davacıların dayandığı vergi kaydının mahallinde yöntemince uygulamasının yapılması ve taşınmazların niteliğinin belirlenmesi yönünden davaların birleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar vermiştir. Ancak, taşınmazların tespiti mera olarak sınırlandırılmak suretiyle yapılmıştır ve meralar tescile tabi olmadığından, hükümdeki isabetsizlik tespit edilmiştir. Kararın düzeltilmesi ile onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Kadastrolar Hakkında Kanun 3153, Medeni Kanun 718.
16. Hukuk Dairesi         2018/2256 E.  ,  2020/4939 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle "yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı belirtilerek; Mahkemece, taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 yerel bilirkişi ile aynı yönteme göre belirlenecek zilyetlik tanıkları ve 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu eşliğinde keşif icra edilerek yöntemince mera araştırması yapılması, davacıların dayandığı vergi kaydının mahallinde yöntemince uygulamasının yapılması, dava konusu taşınmazlara komşu olan 103 ada 71 ve 142 parsel sayılı taşınmazların da kadastro tespiti sırasında mera olarak sınırlandırıldıkları ve dosyada bulunan tutanak örneklerinden davalı oldukları anlaşıldığından, taşınmazlardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği göz önüne alınarak, taşınmazların niteliğinin belirlenmesi yönünden davaların birleştirilmesine gerek olup olmadığı hususunun düşünülmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 103 ada 132 ve 143 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, taşınmazların tespiti mera olarak sınırlandırılmak suretiyle yapıldığı ve meralar tescile tabi olmadığı halde hükümde “tespit gibi tescile” şeklinde karar verilmesi isabetsiz ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “taşınmazların” sözcüğünden sonra gelen “tespit gibi tescillerine” sözlerinin çıkarılmasına, yerine “mera olarak sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmesine” sözleri yazılarak, hükmün DÜZELTİLMİŞ şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.