8. Hukuk Dairesi 2016/5029 E. , 2017/1254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair karar, Dairemiz"in 17.02.2015 gün ve 2014/2973 Esas, 2015/4284 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Borçlu... vasisi ... vekili, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe itiraz etmiştir. Yargılama devam ederken borçlunun 13/10/2006 tarihinde vefat etmesi üzerine, vasi ... tarafından dosyaya ibraz edilen veraset belgesinden borçlu...."nin ölümüyle 30 kişiyi mirasçı olarak bıraktığı ve eldeki davayı açan ...’ın da mirasçılardan biri olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece borçlunun ölümüyle bir kısım mirasçılar davaya dahil edilmiş ise de sonrasında mirasçı ... vekilinin dosyaya ibraz ettiği ve başka bir dosyada verilen yetki belgesine istinaden alınan hasımsız terekeye temsilci atanmasına dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/2146 Esas, 2010/2933 Karar sayılı ilamına göre ... terekeye temsilci olarak atanmış olduğundan duruşma günü temsilciye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanması yoluna gidilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda şikayetin reddine karar verilmiştir. Gerekçeli karar tereke temsilcisine (TK. 21 maddesi hükmüne göre) tebliğ edilmiş olmasına rağmen temsilci kararı temyiz etmemiştir. Hüküm, mirasçı ... vekilinin temyizi üzerine Dairece kararın terekeye atanan temsilci tarafından temyiz edilmesi gerekirken ... tarafından temyiz edildiği gerekçesi ile temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, mirasçı ... vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
MK"nun 599. maddesi uyarınca miras, murisin ölümü ile mirasçılarına geçer. TMK"nun 640. maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” hükmü yer almaktadır. Eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin 581. maddesi yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesinde düzenlenmiştir. 08.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu eski Yasa döneminde uygulamada karşılaşılan bazı güçlüklerin giderilmesi için yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu nedenle TMK"nun 640. maddesine dördüncü fıkra eklenmiştir. Bu hüküm, mirasçıların herbirinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkan sağlamakta ve sağlanan korumadan mirasçıların yararlanmasını öngörmektedir.
Somut olayda, dosya içerisindeki veraset belgesine göre, miras bırakan ...."ın temyiz eden ... dışında çok sayıda mirasçısının bulunduğu anlaşılmaktadır. 08.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640/4. maddesi "... mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır..." ve 702/4. maddesinde "...ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır..." hükümleri gereğince, tereke lehine olan durumlarda, mirasçıların birinin de dava açabileceği öngörülmüştür. Mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar, terekenin pasifini artıracağından, hükmün temyizi terekenin korunmasını sağlamaya yönelik bir eylemdir. Öte yandan, dayanak takibin konusu ipotekten kaynaklanan para alacağı olduğuna göre TMK"nun 641. maddesi gereğince, mirasçılar murisin borçlarından müteselsilen sorumludur ve alacaklı müteselsil borçluların birinden, borcun tamamını isteyebilir. Bu halde, borçlu ...’ın ölümüyle, tüm mirasçıları şikayete konu borçtan müteselsilen sorumlu olduklarına göre, her bir mirasçının eldeki şikayetin reddine ilişkin hükmü temyiz etmekte menfaati bulunduğu da sabittir.
Açıklanan nedenlerle Dairemizce, mirasçının temyiz isteminin esasının incelenmesi gerekirken, temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü ile işin esasının incelenmesine geçildi.
6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki, şikayet konu işlem tarihinde yürürlükte olan İİK"nun 150/e maddesinde; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmez ise takip düşer. .." hükmü yer almaktadır.
Yasanın bu hükmü emredici olup, Mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Somut olayda; borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipte, örnek no:151 17/08/1998 tarihinde müteveffa borçluya tebliğ edildiğine göre, alacaklı taşınmaz rehnin satışını en geç 17/08/2000 tarihine kadar isteyebilir. Şikayete konu takipte ise alacaklı ilk kez 12/10/2004 tarihinde satış talebinde bulunmuştur.
Bu durumda İİK’nun 150/e maddesi gereğince iki yıllık sürede satış talebinde bulunulmadığından takip düşmüştür. Takibin düştüğü tarihten sonra yapılan tüm işlemler ise yok hükmündedir.
Mahkemece, şikayetin açıklanan nedenlerle kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Mirasçı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire’mizin 2014/2973 esas, 2015/4284 karar ve 17/02/2015 tarihli temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. madeleri uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın karar düzeltme isteyene iadesine,
07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.