9. Hukuk Dairesi 2014/21218 E. , 2015/33182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/1192-2014/169
Y A R G I T A Y K A R A R I
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece gerekçe olarak aynen “ Dinlenen tanık beyanları, toplanan deliller bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre yapılan inceleme sonunda davacının davasının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğinden dava açmasının yerinde olduğu görülmekle davasının kısmen kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. “ şeklinde bir açıklama yapılmıştır.
Dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalıların davanın reddini istedikleri belirtilmiş, davalıların savunmaları yazılmamış, deliller tartışılmamış, maddi olay/olaylar saptanmamış, karar gerekçesiz yazılmıştır.
Ayrıca davada birden fazla davalı olduğu halde hükmedilen hak ve alacakların hangi davalıdan tahsil edileceği açıklanmadan “ davalıdan “ denilerek hüküm kurulması da HMK. nun 297. Maddesine aykırıdır.
Kararın gerekçesiz olması Anayasa’ nın 138 ve 141. maddeleri ile HMK. nun 297. Maddesine aykırı olup, adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kararın salt bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.