Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11469
Karar No: 2016/4834
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/11469 Esas 2016/4834 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/11469 E.  ,  2016/4834 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 29.03.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacılardan ... ile davacılar vekili .. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılardan ... vekili ... geldi, diğer davalı ... adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldügünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili dilekçesinde; davacıların maliki bulundukları 2675 ve 2676 nolu taşınmazlar üzerine turistik amaçlı tesis kurmak için plan ve proje yaptırdıklarını, ancak inşaata başlama aşamasında 3. kişilerce sahte nüfus cüzdanları kullanılarak tanzim edilen vekaletname ile taşınmazların satıldığını öğrendiklerini, davacıların 17 yıl süren hukuk mücadelesi sonucunda taşınmazlarını geri alabildiklerini, bu süreçte davacıların planladıkları turistik tesisi açamadıkları için kazanç kaybına uğradıklarını, ayrıca taşınmazları geri alabilmek için giriştikleri hukuk mücadelesi nedeniyle çeşitli giderler yaptıklarını, davacıların uğramış olduğu bu zararlardan sahte nüfus cüzdanlarını düzenleyen davalı ... Bakanlığına bağlı nüfus müdürlükleri ile vekaletnameyi tanzim eden davalı noterin sorumlu olduğunu ileri sürerek; davacılar için ayrı ayrı 50.000"er manevi tazminat ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ayrı ayrı 50.000"er TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı (noter) ... vekili cevap dilekçesinde; vekaletnamenin düzenlendiği 28.06.1994 tarihi ile davanın açıldığı 07.12.2010 tarihleri arasında BK. nun 60 maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

./..


-2-
Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise davacılar adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanlarının iddia edildiği gibi Acıpayam ve Söke Nüfus Müdürlüklerince düzenlenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davanın açıldığı .. Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay .. Hukuk Dairesinin 0.... sayılı ilamı ile;
(...4721 sayılı TMK"nun sorumluluk karar başlığını taşıyan 1007. maddesinde;"Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür. " hükmü yer almaktadır.
Bu durumda; tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararların tazminine ilişkin, 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kesin yetki kuralı gereği, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesi olan Kuşadası Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gözetilerek, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiş ve istem üzerine dava dosyası ... Mahkemesine gönderilmiştir.
Yetkisizlik kararı üzerine davaya bakan mahkemece; davanın TMK. nun 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, bu davalar için 818 sayılı BK. nun 125. (6098 sayılı TBK. nun 146.) maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, davacılara ait taşınmazın sahte vekaletname ile devir tarihinin 06.07.1994 olduğu, davanın ise zamanaşımı süresinin dolmasından sonra 07.12.2010 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı tarafın davalı notere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Noterlik Kanununun 162. maddesinde ifadesini bulan hukuki sorumluluk için 818 sayılı BK.nun 60. maddesinde öngörülen genel zamanaşımı süresinin dava tarihinden önce dolmuş olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Davacı tarafın davalı ... Bakanlığına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
4721 sayılı TMK. nun 38. maddesi; "Kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla, Devletçe tazmin edilir." hükmünü içermektedir. Bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusursuz sorumluluk (sebep sorumluluğu) türü olup, nüfus müdürü ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Bu nedenle uğranılan zarar nedeniyle ancak Devlete karşı dava açılabilecek, kusurun varlığı halinde Devlet, tazminatı memuruna rücu edecektir(Aynı mahiyette Yrg. 5. Hukuk Dairesinin 04.04.2013 günlü ve 2012/19389 E. 2013/6808 K.).

./..
-3-


TMK. nun 38. maddesinde düzenlenen kusursuz sorumluluğun, 818 sayılı BK. nun 41 vd (6098 sayılı TBK. nun 49 vd) maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı kanunun 60. (6098 sayılı TBK. nun 72.) maddesindeki zamanaşımı sürelerinin uygulanma imkanı yoktur. Öte yandan, TMK. nun 38. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, gerek TMK. nunda gerekse BK.(TBK.)" nunda ayrıca zamanaşımı süresi de belirlenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı BK. nun 125. (6098 sayılı TBK. nun 146.) maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, bu süre zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayacaktır.
Somut olayda; davacılar, nüfus idaresi tarafından düzenlenen sahte kimlik belgeleri kullanılarak düzenlenen sahte vekaletname ile 3. kişiye satılan taşınmazları geri alabilmek için yaptıkları giderler ile taşınmazları kullanamamaktan doğan zararlarının ödetilmesini istemiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden; davacıların paylı mülkiyetinde bulunan ... parsel sayılı taşınmazların 06.07.1994 tarihinde sahte vekaletname ile 3. kişilere satıldığı, davacılar tarafından taşınmazları satın alan kişilere karşı ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve ... sayılı ilam ile kabul edilen tapu iptal ve tescil davasının, derecattan geçerek 13.09.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, davacıların zararı, taşınmazları geri alabilmek için açmış oldukları davanın kesinleştiği 13.09.2007 tarihinde doğmuş olup, davanın açıldığı 07.12.2010 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı ortadadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; tarafların gösterdikleri delillerin usulünce toplanması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı ... yönünden BOZULMASINA, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için takdir edilen 1.350 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi