11. Ceza Dairesi 2017/1055 E. , 2020/4799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı yasaya aykırılık
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
I-"2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme" suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen "sahte fatura düzenlemek" suçunun Kanun"daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 30/05/2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
II-"2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
1-Yargılama sırasında mahkemenin yargı çevresi içinde başka suçtan tutuklu olarak İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda bulunan ve duruşmadan bağışık tutulma talebi olmayan sanık, hükmün tefhim olunduğu duruşmaya getirtilmeden veya SEGBİS yolu ile katılımı sağlanmadan, yokluğunda mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2-Sanık hakkında ""2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme"" suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaları düzenleyen şirketin yetkilisi olduğunu, ancak şirketi devraldıktan sonra hiçbir ticari faaliyette bulunmadığını ve şirket adına düzenlenen faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, şirketin muhasebecisinin ... olduğunu ve şirkete ait defter ve belgelerin ..."de bulunduğunu beyan etmesi, dosyada yer alan sahte faturaları kullanan şirket yetkilisi tanık ..."ın faturaları ... isimli şirket yetkilisi olarak bildiği kişiden aldığını beyan etmesi ve sanığın mukayese imzaları üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesinde de faturalar üzerindeki imzaların sanık eli ürünü olmadığının tespit edilmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
a)Sanık ve tanık ... tarafından ismi bildirilen ..."nün tanık olarak çağrılması, duruşmada çekilme hakkı hatırlatıldıktan sonra dosyada bulunan faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b)Faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde bu kişinin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
c)Faturalardaki yazı ve imzaların ..."ye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa)Faturaları kullandığı belirlenen diğer mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
cc)Faturaları kullanan diğer şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.