20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/3296 Karar No: 2013/7301
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3296 Esas 2013/7301 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2013/3296 E. , 2013/7301 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereği yapılan Kadastro sırasında ... Köyü 104 ada 1 parsel sayılı 1546,33 m2 yüzölçümümdeki taşınmaz ile 103 ada2 parsel sayılı taşınmaz 1482,93 m2 yüzölçümlü taşınmaz çalılık vasfı ile ... adına tespit edilmiş, taşınmazların beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince ... adına orman sınırları dışına çıkarılan sahada kalmaktadır” ibaresi yazılmıştır. Davacı ... Yönetimi, 26.08.2010 havale tarihli dilekçesi ile ...Köyü 104 ada 1 parsel ve 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazların eylemli orman olduğu, bu sebeple kadastro tutanağının cins hanelerinin “ağaçlık,eylemli orman” olarak düzeltilmesini ve tutanağın beyanlar hanesine de “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. İş bu taşınmaz üzerinde ağaçlık bulunduğuna dair 178 nolu Kadastro Komisyonunun tespitine istinaden eylemli orman vasfındadır” şeklinde düzeltilmesi talebi ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonucu davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, 104 ada 1 ve 103 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalı adına yapılan tespitin iptali ile bu parsellerin eylemli orman vasfında Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunun Ek 4. maddesi gereği yapılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 15/05/1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Yapılan incelemede; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı son oturumda oluşturulan kısa kararda “davacının davasının kabulü ile..” dendiği halde, gerekçeli kararda “davacının davasının kısmen kabulü ile...” denmiştir. Oysa; kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni oluşturur (İ.B.B.G.K. 10.04.1992 t, 1991/7 E. – 1992/4 K.). SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, alınan temyiz harcının yatırana iadesine, 27/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.