MAHKEMESİ :..... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ....."ün kızı olduğunu, davalı ...."nin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla bir kısım taşınmazlarını oğlunun arkadaşı olan diğer davalıya az bir bedelle satarak devir ettiğini, bu satışların dava dışı kardeşinin baskısıyla yapıldığını, davalının bu taşınmazları satmak zorunda bırakacak herhangi bir hastalığının, ihtiyacının bulunmadığını, davalı Mehmet"in bu taşınmazları alacak ekonomik gücünün bulunmadığını, satış sonucu davalı Hayriye"nin de ekonomik durumunda bir artış olmadığını ileri sürerek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..... vekili, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamak ve bir takım hayır işlerinde bulunmak amacıyla sahibi olduğu taşınmazlarını diğer davalıya sattığını, 73 yaşındaki müvekkilinin akıl sağlığının yerinde olduğunu, bu durumun mahkemece aldırılan doktor raporu ile sabit olduğunu, davacı tarafından müvekkiline vasi tayin edilmesi amacıyla açılan davanın reddedildiğini, Yargıtay denetiminden de geçerek kararın kesinleştiğini, satışların gerçek olduğunu, davacının henüz mirasçı sıfatını kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ...... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, dava tarihinde dava konusu temlik işlemlerini yapan davalı Hayriye"nin sağ olduğu, davacı tarafından davalının tasarruf ehliyeti bulunmadığından bahisle açılan vesayet davasının mahkemece reddedildiği ve
kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği, tasarruf ehliyeti yerinde olan ve halen sağ bulunan davalının, mülkiyetinde bulunan dava konusu taşınmazları dilediği gibi tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu, davalının halen sağ olması nedeniyle mirasçı sıfatını kazanıp kazanmayacağının henüz belli olmadığı, davacının dava açmakta husumet ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 24/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.