22. Hukuk Dairesi 2016/4756 E. , 2019/3721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 08.01.2008-26.11.2014 tarihleri arasında hemşire, sorumlu hemşire, fizyoterapist hemşiresi olarak çalıştığını, aylık ücretine ek 400,00 TL ödeme yapıldığını bazı dönemlerde bu ödemenin yapılmadığını sorumlu hemşire olduğu 2014 yılı 2. ayından itibaren tekrar ek ödeme verildiğini belirtmiş, 14.11.2014 tarihinde ise ücret alacağından haksız kesinti yapıldığından iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile ödenmeyen ücret ve ücret farkı alacaklarının da tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının görev değişikliğinin objektif kriterlere göre yapıldığını, iş akdini haksız feshettiğini, tüm alacaklarının ödendiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık işçiye ödenen aylık ücretin miktarı ve davacının eksik ödenen ücretinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı son ücretinin 1.904,42 TLbordro ücreti ve 400,00 TL maaş ödemesi olmak üzere 2.304,42 TL olduğunu iddia etmiş işveren aylık ücret konusunda beyanda bulunmayarak ücret bordroları ve banka kayıtlarını sunmuştur. Husumetli tanık dışında diğer tanıklar davacının ücretine ilişkin beyanda bulunmamışlardır. Davacının 1.800,00 TL+ 400,00 TL olmak üzere aylık ücreti net 2.200,00 TL olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Son dönemde ek ödemenin davacıya yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, iş akdinin sona erdiği tarihte davacının ücretinin 1.800,00 TL net olduğu kabul edilerek talep edilen ücret alacakları hüküm altına alınması ve ücret alacağı talebinin reddi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.
Fazla mesai ücret alacağının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde sorumlu hemşire olmadığı zamanlarda gece vardiyasında sorumlu olduğu zamanlarda gündüz vardiyasında çalıştığını belirterek bir kısım çalışma çizelgeleri sunmuş ve tamamının davalıdan celbi ile hesaplama yapılmasını talep etmiştir. Dairemizin 2016/ 3255 esas sayılı temyiz incelemesinden geçen davacı tanığı ..."nın Mahkemenin 2014/850 esas sayılı dosyasıyla açtığı dava dosyasında verilen hüküm benzer gerekçelerle bozulmuştur. Çalışma çizelgerlerinde davacının gece çalışmaları da bulunduğu halde davacının 08.00-17.00 arası çalıştığı kabul edilerek haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine uygun değildir. Davacının çalışma dönemine dair tüm nöbet ve çalışma çizelgeleri getirtilerek çizelgelerin bulunduğu dönemde kayıtlara göre bulunmadığı dönemde ise tanık beyanları esas alınarak talep edilen alacak hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalı olmuştur.
4-Ayrıca dosyaya bir kısım imzasız ücret bordrolarının sunulduğu, dosyaya sunulan imzasız ücret bordrolarında ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının bulunduğu ancak hükme esas bilirkişi raporunda, söz konusu tahakkuklar yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece, imzasız ücret bordrolarında ulusal bayram ve genel tatil tahakkuku olan dönemlerin banka aracılığıyla ödenip ödenmediği tespit edilmeli, tahakkukların banka kayıtlarıyla uyumlu olması halinde ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağına ilişkin hesaplamadan ödenen miktarlar mahsup edilmelidir. Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.