19. Hukuk Dairesi 2018/3452 E. , 2019/5299 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının, davalıya genel kredi sözleşmesi nedeniyle müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, davalının kredi alacağına dayanarak borçlu dava dışı şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını ve ipoteğin paraya çevrildiğini, borcun ödenmesine rağmen davacı aleyhine kefil sıfatıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibin davacı yönünden iptalini ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı şirket aleyhine yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte kapak hesabının eksik ve hatalı yapıldığını, genel haciz yoluyla takip yapılan dosyadaki masraf ve vekalet ücreti hesaplandığında davalının alacağının devam ettiğini, bankanın iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece verilen davanın kabulü kararı, Dairemiz 2016/13836 esas ve 2017/8105 karar sayılı, 20.12.2017 tarihli ilamı ile gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, bu çelişki nedeniyle HUMK’un 381. ve 388 (HMK’nın 294 ve 297) maddeleri uyarınca hükmün bozulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, ipotekli taşınmazın 143.000,00 TL bedel ile 01.10.2013 tarihinde cebri icra yolu ile satıldığı, satışın kesinleştiği, 24.10.2013 tarihi itibari ile 72.960,87 TL’nin davalıya alacak olarak ödendiği, buna rağmen davacı aleyhine genel haciz yoluyla takip yapılarak kefil sıfatı ile sorumlu olan davacı ile dava dışı diğer kefil aleyhine takip yapıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip ile satılan taşınmazın bedeli ve borç miktarı dikkate alındığında davalı banka alacağının tahsil edildiği ve başkaca herhangi bir alacağa rastlanılmadığı, dava tarihi itibari ile dava değeri olan 104.403,86 TL yönünden davacının menfi tespit isteminde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafından dava konusu kredi borcunun ipotekli taşınmazın satışından elde edilen para ile tahsil edilebileceği, davalının borcunu icra dosyasından tahsil edememesi nedeniyle davacıdan herhangi bir alacak talep edemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.