8. Hukuk Dairesi 2011/1795 E. , 2011/7656 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile Hazine ve ... dahili davalılar ..., ... mirasçıları; ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.10.2010 gün ve 201/749 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu 166 parsel sayılı taşınmazın 3/8"er payının vekil edenleri, 1/4 oranındaki payın ise baba adı ve soyadı bilgileri olmayan, kimse tarafından tanınmayan ...isminde bir kişi adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, vekil edenlerinin satın almak suretiyle 20 yıldan fazla süre ile zilyet ettikleri taşınmazdaki ...adına kayıtlı 1/4 payın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davacıların davasının reddine, dava konusu taşınmazdaki ...adına bulunan payın tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... temsilcisi de, taşınmazın köy ile ilgisinin bulunmadığını bildirmiştir.
Dahili davalı ..., dava konusu taşınmazın davacılar tarafından 25.04.2006 tarihinde satın alındığından bu tarihten beri zilyet olduklarını, kaldı ki, pay sahibi ..."nin kim olduğu bilinen kişi olup, kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kayıt maliki ..."nin bilinen kişi olduğu, ancak tapulamadan önce 1938 yılında ölmüş olduğu, tapulamadan itibaren de taşınmazın diğer kayıt malikleri tarafından tasarruf edildiği, davacılar yararına TMK.nun 713/2. maddesi koşullarının oluştuğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile 166 parselde ...adına bulunan 1/4 oranındaki payın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 166 parsel sayılı taşınmaz 25.06.1963 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Ağustos 1959 tarih 17 sıra nolu tapu ile 177 tahrir numaralı vergi kayıtları uygulanmak suretiyle tarla niteliğiyle, 2.520 m2 yüzölçümlü olarak 3/4 paylı Mustafa Çalışkan, 1/4 paylı ...adlarına tespit edilmiş, 30.03.1967 tarihinde kesinleşen tutanağa istinaden tapu kaydı oluşmuştur. Tapuda Mustafa Çalışkan adına kayıtlı 3/4 oranındaki pay, 10.06.1997 tarihinde satış suretiyle davacıların bayileri olan dava dışı Servet Çalışkan ile Ali Özdemir adlarına eşit oranda temlik edilmiş, ardından, anılan paylar 25.04.2006 tarihinde de satış suretiyle davacılara devredilmiştir. ..."ye ait 1/4 payı intikal görmemiştir.
Dava konusu taşınmaza revizyon gören Ağustos 1959 tarih 17 sıra numaralı tapu kaydına ait iktisap sütununda, Kilitçioğlu Molla Mehmet namına kayıtlı olup 335"de ölümü ile karısı ...ile evlatları Safiye Korkmaz, Ahmet Kilitçi ve Durmuş Kilitçi"ye kaldığı anlaşılmakla namlarına intikal, ...hissesi uhdesinde bilipka diğerlerinin cümlesinin Mustafa Çalışkan"a satışı suretiyle oluştuğu açıklanmıştır.
Dava, TMK.nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Kadastro tutanağındaki açıklamalardan, dayanağı bulunan tapu, vergi kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre, ..."nin kim olduğu anlaşılabilmektedir. Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması hali; taşınmazın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (HGK.nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 E, 194 K sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış ya da hayali ismin yazılmış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılmalıdır. Diğer yönden, kayıt malikinin veya mirasçılarının ve bunların adreslerinin bilinmemesi, tanınmamaları, kendilerine tebligat yapılamamış olması, o kişinin bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Açıklanan nedenle mahkemece kayıt malikinin bilinen kişi olduğu dikkate alınarak bu sebep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabet bulunmamaktadır.
TMK.nun 713/2. maddesinde tapu kaydının hukuki değerini yitirmesine yol açan üç ayrı sebep birbirinden ayrı düzenlenmiştir. Birinin ispat şartı diğerinden farklıdır. Bu fıkradaki yollama nedeniyle aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı koşullar birleşmiş olup bu sebeplerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle birlikte değerlendirilip mütalaa edilmesi gerekir. Hiç şüphesiz ki, bu sebepler yönünden ayrı ayrı açılan davalar sonunda verilen hüküm diğer sebepler bakımından kesin hüküm oluşturmaz. Somut olayda, davacı dilekçesinde açıkça 1/4 oranında paydaş bulunan ...adındaki şahsın, kimse tarafından tanınmadığını, baba adı ve soyadının bilinmediğini bildirmiş olması karşısında, davada açıkça, maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebebine dayanıldığına, tapu malikinin kanun anlamında tapu kütüğünden kim olduğu belirlenen ve bilinen kişi olduğu anlaşıldığına göre mahkemece bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı
HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 103,95 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden dahili davalı ..."e iadesine 26.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.