MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... 2. İcra Dairesinin 2011/887 esas sayılı dosyasıyla davalı hakkında başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; davalının takibe vaki itirazının iptaline davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Mahkemece bu sefer 07/09/2016 tarihli ek kararla temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş, bu karar da süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalıya yapılan gerekçeli karar tebliği, 7201 sy. Tebligat Kanununun 21/2.maddesine göre yapılmış olup, mahkemece mazbatada tebligatın bu madde hükümlerine göre yapılması emredilmediğinden yapılan tebliğ usulsüzdür. Bu durumda aynı Kanunun 32.maddesine göre muhatap tebligata muttali olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Ancak tebliğ tarihi muhatabın beyan ettiği tarihtir. Muhatap dilekçesinde öğrendiği tarihi beyan etmemişse aksi iddia ve ispat edilmedikçe dilekçe tarihinde öğrendiği kabul edilir. Somut olayda davalı temyiz dilekçesinde öğrendiği tarihi beyan etmemiştir. Bu durumda tebliğ tarihi dilekçe tarihi olup, temyiz süresinde olduğundan mahkemenin usul ve yasaya aykırı 07/09/2016 tarihli dilekçenin reddine yönelik kararının HUMK m.432/5 hükmü gereği kaldırılarak davalının temyiz sebeplerinin incelenmesine karar verilmiştir.
2-6100 sy. HMK m.122 hükmüne göre, mahkeme dava dilekçesini davalıya tebliğ eder. Tebligat mazbatasında davaya 2 hafta içinde cevap verebileceği hususu belirtilir.
Somut olayda, mahkemece davalıya yapılan dava dilekçesi tebliği mazbatada Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması emredilmediği halde posta memurunca bu madde hükmüne göre yapıldığından usulsüzdür. Dosyada davalıya yapılan başka tebligat olmadığı gibi davalının veya vekilinin yargılamaya katılımı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, davalı usulüne uygun olarak davadan haberdar edilmeksizin savunma hakkı (HMK m.27) kısıtlanmak suretiyle onun yokluğunda yargılama yapılıp karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz sebeplerinin incelenmesine şu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin 07/09/2016 tarihli davalının temyiz dilekçesinin reddine dair ek kararının kaldırılmasına, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.