
Esas No: 2020/586
Karar No: 2022/15361
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/586 Esas 2022/15361 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan mahkum edildikleri ve temyiz incelemesinde bu hükümlerin bozulduğu belirtilmiştir. Mağdurun kafasına sopa ile vurulduğu ve sanıkların sopayı silah olarak kullandığı anlaşıldığı için suça silahla ve birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi nedeniyle TCK’nın 109/3-a maddesi uyarınca temel ceza belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı konusunda 'mağdurun şahsına bir zarar verilmemiş olma' koşulunun üzerinde durulması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, TCK’nın 109/6. maddesinde suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nun 110. maddesinde geçen 'mağdurun şahsına zarar' ifadesinin, mağdurun vücut bütünlüğüne ve cinsel dokunulmazlığına yönelik davranışların anlaşılması gerektiği baskın görüş olarak ortaya konulmuştur. Kanun koyucunun, mal varlığına yönelik suçlar yönünden tüm zararın tamamiyle giderilmesini (rıza ile kısmen giderme hariç) ararken kişinin vücut ve ruh sağlığı bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen bir eylem için basit yaralanmaların etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel görmemesi söz konusu olamaz ve iradesinin bu şekilde yorumlanması yasanın ruhuna aykırıdır. Kararda, 6217 sayılı Yasaya ek
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık ... müdafinin tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanık hakkında tehdit suçundan doğrudan tayin edilen adli para cezasının nevine ve miktarına göre hüküm, 6217 sayılı Yasanın 26. maddesiyle 5320 sayılı Yasaya eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup temyizi olanaklı olmadığından, sanık müdafinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2- Tüm sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince,
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Mağdure Ülkü'nün aşamalarda, olayın başlangıcında kafasına sopa ile vurulduğunu ifade etmesi, adli muayene raporuna göre de, mağdurenin occipital parmetal bölgede 3-4 santimetrelik derin yarık oluştuğunun belirtilmesi karşısında, sanıkların üzerine atılı suçu silahtan sayılan sopayla işledikleri anlaşılmakla, TCK.nın 109/3-a maddesinin uygulanması gerektiğinin nazara alınmaması ve bu suretle eylemin silahla ve birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi karşısında, TCK.nın 3. ve 61. maddeleri gereğince temel ceza belirlenirken, aynı Kanunun 109/3-a-b maddesindeki birden fazla nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle tayin edilmemesi,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2014/14-710 Esas, 2015/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, sanıkların mağdureyi hürriyetinden yoksun kılmayı sağlamak amacına yönelik basit yaralama eylemlerinin TCK.nın 109/2. maddesinde belirtilen cebir içerisinde kalması ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmadığı gözetilmeden, mağdureyi soruşturma başlamadan önce, evinin yakınında, kendiliğinden serbest bırakan sanıklar hakkında TCK.nın 110. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıklar Anıl ve Kemalcan müdafiileri ile sanık ...'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüşmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca, ceza miktarları bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 25.10.2022 gününde 2 nolu bozma yönünden üye ...'un karşıoyu ve oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.
KARŞIOY GEREKÇESİ
"Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK'nun maddelerinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için:
1- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlanmış olması,
2- Failin mağduru soruşturmaya başlanılmadan serbest bırakılması,
3- Failin, mağdurun şahsına bir zarar vermemiş olması,
4- Failin, mağduru 'kendiliğinden' serbest bırakılması
5- Failin mağduru 'güvenliği bir yerde' serbest bırakmış olması koşullarının tamamının birlikte gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda, diğer koşulların gerçekleştiği konusunda bir duraksama bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, 'mağdurun şahsına bir zarar verilmemiş olma' koşulu üzerinde durulmalıdır.
Öğretide, 5237 sayılı TCK'nun 110. maddesinde geçen 'mağdurun şahsına zarar' ifadesinden, mağdurun vücut bütünlüğüne ve cinsel dokunulmazlığına yönelik davranışların anlaşılması gerektiği baskın görüş olarak ortaya konulmuştur. (M. Emin Artuk–Ahmet Gökçen–Caner Yenidünya, TCK Şerhi, s. 2887; İlhan Üzülmez, G.Ü.H.F. Dergisi, yıl: 2007, sayı:1-2, s. 1203-1204; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan–Mustafa Artuç, TCK, C.III, s. 3681)
Kaldı ki kanun koyucu TCK'nun 109/6. maddesinde; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacağı belirtilmiş ancak kanun koyucu iradesi aynı yasanın 110. maddesinde 'neticesi sebebiyle ile ağırlaşmış yaralama hallerinde' deyimi yerine bu kez 'şahsına zararı dokunmaksızın' deyimini tercih etmiştir. Kanun koyucunun suçun işlenmesi süresinde ve işlenen suçun doğal sonucu olarak oluştuğu kabul edilen BTM ile giderilebilir nitelikteki yaralanmaların TCK'nun 110. maddesi kapsamında değerlendirilmesine ilişkin bir gerekçesi ya da iradesi söz konusu değildir. Aksinin kabulü kanun koyucunun iradesinin önüne geçmek olur. Kanunun cebiri, 109/2. maddede suçun unsuru sayması tek başına BTM niteliğindeki yaralanmaların aynı kanunun 110. maddesinde belirtilen 'şahsa zarar' kavramı içinde kalmadığı şeklinde yorumlanamaz. Bu genişletici bir yoruma yol açar.
Keza bu yaralanmanın suçun işlenmesi sırasında ve işlenen suçun doğal sonucu olarak' oluşması da basit yaralanmaların TCK'nın 110. maddesinde belirtilen zarar kavramı kapsamı dışında tutulması için yeterli bir gerekçe değildir. Aksinin kabulü halinde bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak amacıyla kaçırma, alıkoyma gibi eylemler sırasında işin fıtratından kaynaklanan yaralanmaların mağdur yönünden doğal ve katlanılması gereken sanık yönünden sorumluluk yaratmayan yaralanmalar olarak kabulü sonucunu doğuracaktır. Oysa zararlar mağdurun isteği ile değil sanığın haksızlık oluşturan hukuka aykırı eylemiyle gerçekleşmiştir.
Yine nitelikli yaralanmalara neden olanlar ile basit yaralama gerçekleştiren ve mağdurları serbest bırakan failler arasındaki adaletsizliğin giderilmesi gerektiği ileri sürülebilirse de bu kez basit de olsa hiçbir zarara neden olmadan mağdurları bırakanlar ile basit de olsa yaralamaya neden olan failler arasında adaletsizlikten bahsedilecektir. Çoğunluk kararında göz ardı edilen bir hususta, hırsızlığa konu eşya ve para yönünden TCK'nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlıkta, mağdurun tüm maddi zararlarının giderilmesi beklenmekte, kısmi giderme halinde ise mağdurun rızasının aranmasıdır. Kanun koyucunun, mal varlığına yönelik suçlar yönünden tüm zararın tamamiyle giderilmesini (rıza ile kısmen giderme hariç) ararken kişinin vücut ve ruh sağlığı bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen bir eylem için basit yaralanmaların etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel görmemesi söz konusu olamaz ve iradesinin bu şekilde yorumlanması yasanın ruhuna aykırıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; somut olayla "mağdurenin şahsına zarar vermeksizin" serbest bırakma şartının gerçekleşmediği kanaatiyle sayın çoğunluğun 2 nolu bozma kararına katılmak mümkün olmamıştır. 25.10.2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.