20. Hukuk Dairesi 2016/13636 E. , 2019/3591 K.
"İçtihat Metni".......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu ....... sayılı taşınmaz, belgesizden 6332,77 m² yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalılar adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde özetle; 1985 yılında yapılan orman tahdidinde...... parsel sayılı taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde yer almasına rağmen, 2008 yılında yapılan ikinci kadastro çalışmalarında orman sınırı dışına çıkartılarak davalılar adına tespit edildiğini beyanla taşınmazın orman tahdit sınırı içinde kalan 3.217,46 m² kısmının davalılar adına olan tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın geçmişten bu yana açıklık olduğu ormanlık vasfında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 1985 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B madde çalışması bulunmaktadır.
Orman Yönetimi kesinleşmiş orman tahdidine dayalı olarak dava açmıştır. Uyuşmazlığın yörede daha önce kesinleşen orman tahdit haritası ve tutanaklar uygulanmak sureti ile çözümlenmesi gerektiği halde, mahkemece taşınmazın kesinleşen orman kadastrosuna göre hukuki durumu belirlenmeden hüküm kurulması yerinde değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre arazi kadastrosu 2007 yılında yapılmış ve 30/04/2008 - 30/05/2008 tarihleri arasında askı ilanına çıkmış ve çekişmeli taşınmaz davalılar adına tespit edilerek tapuya tescil edilmiştir. Ayrıca, tespit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 1985 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B madde çalışması bulunmaktadır. Dosya içeriğinden orman kadastrosunun askı ilanının 18/10/1985 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak; orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastrosu, harita ve tutanaklarının uygulaması ile çözümlenir. Somut olayda; çekişmeli taşınmazların bulunduğu Yurtköy köyünde 1985 yılında yapılan, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğuna göre, sorunun çözümünün kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle yapılması gerekecektir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen....... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986
....
tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısma yönelik davanın kabulüne, tahdit dışında kalan kısma yönelik davanın reddine karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.