
Esas No: 2021/10441
Karar No: 2022/3419
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10441 Esas 2022/3419 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ceza Dairesi tarafından incelenen bir suç davasında, yakalanan kaçak sigaraların bulunduğu araca el konulması ve sanığın suçlu bulunarak cezalandırılması kararı verilmiştir. Ancak yapılan temyiz başvuruları sonucunda, hükümdeki bazı yanlışlıklar tespit edilmiştir. Bu yanlışlıklar şu şekildedir:
1. İddianamede müsaderesi talep edilmeyen ve mahkemece de herhangi bir hüküm kurulmayan nakil aracı hakkında incelemeye konu hüküm bulunmamıştır.
2. Sanık lehine olan yasaların uygulanması gerektiği belirtilmeden hüküm tesisi edilmiştir.
3. CMK’nun 251/3. maddesi gereği basit yargılama usulü uygulanması gereken dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilmektedir.
4. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 6 ay olduğu gözetilmeden karar verilmiştir.
5. Sanık hakkında TCK'nun 51/8. maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde ise cezanın infaz edilmiş sayılacağı ihtaratı yapılmamıştır.
6. Dava konusu kaçak sigaranın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 54/4. madde ve f
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihi itibarıyla suçtan zarar gören ve davaya katılmasına karar verilen Gümrük Müdürlüğü'nün sıfatını ''müşteki'' olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
I-Katılan ... İdaresi vekilinin nakil aracının müsadere edilmesi gerektiğiyle ilgili temyiz talebinin incelenmesinde;
İddianamede müsaderesi talep edilmeyen ve mahkemece de herhangi bir hüküm kurulmayan nakil aracı hakkında incelemeye konu hüküm bulunmadığından bu konuyla ilgili temyiz talebinin incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II-Katılan vekili ve sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Suç tarihi itibarıyla cezanın üst sınırının 2 yıl hapis cezası olduğundan,17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanıklar lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “basit yargılama usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1-Hükmün gerekçesi dikkate alındığında suç vasfının doğru tayin edilmesine rağmen eyleme karşılık gelen yasa maddesinin sehven yanlış yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 6 ay olduğu gözetilerek, 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değişik 5607 sayılı Yasanın ilgili tüm hükümleri somut olaya uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan Yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Doğrudan verilen adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında TCK'nun 52/2. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 52. madde ve fıkrasına atıf yapılmak suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
4-Hapis cezası ertelenen sanığa 5237 sayılı TCK'niu 51/7. maddesi gereğince denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin gözetilmemesi,
5-Hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nun 51/8. maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde ise cezanın infaz edilmiş sayılacağı ihtaratının yapılmaması,
6-Dava konusu kaçak sigaranın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 54.maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
7- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/537 Esas sayılı dosyasının benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.