
Esas No: 2022/2499
Karar No: 2022/3178
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2499 Esas 2022/3178 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların temyiz talebi reddedildi. Sanık ...'ın suçu, 5607 sayılı Kanun'un 3/18. maddesi kapsamında kaldığı ancak sonrasında 6545 sayılı Yasa ile değişik Kanunun 3/18-son cümle delaletiyle değiştirilen maddeleri kapsamına girdiği belirtildi. Ayrıca 7242 sayılı Yasa'nın getirdiği yeni düzenlemeler de dikkate alındı. Mahkeme kararında, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasındaki süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği ve olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özelliklerin birlikte değerlendirilerek hüküm verilmesi gerektiği vurgulandı. Son olarak, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi, 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ve 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek uygulama yapılıması gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri detaylı olarak ele alındığı için ayrıntılı bir açıklama gerektirmedi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanıklar müdafiinin temyizine göre yapılan incelemede;
Hükmü temyiz eden Avukat ...'in dosya içerisinde ve temyiz dilekçesi ekinde sanıklar müdafii olduğuna dair geçerli bir vekaletname veya yetki belgesi bulunmadığı ve sanıklar yönünden zorunlu müdafii sıfatı taşımadığı anlaşılmakla, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca temyiz inceleme isteğinin REDDİNE,
II) Sanık ...'ın temyizi üzerine yapılan incelemede;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı ilamlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK.nun 43.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 31.07.2013, iddianame tarihinin 17.09.2013 olduğu,
UYAP kayıtlarında yapılan incelemeye göre; sanık hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/879 Esas ve 2021/1828 Karar sayılı ve 16/09/2021 tarihli dosyasında suç tarihinin 13.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin 20.09.2013 olduğu ve sanık hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan mahumiyet kararı verildiği ve temyiz edilmeden 10.11.2021 tarihinde kesinleştiği gözetilerek,
Anılan dosyalarda sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, kesinleşen dosyanın da aslının veya onaylı bir örneğinin bu dosya arasına alınarak, sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin ve kesinleşmiş cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.