13. Hukuk Dairesi 2016/25599 E. , 2019/10273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ..."a ait işyerine lazer epilasyon işlemi yaptırmak üzere gittiğini, diğer davalı ..."ün işyeri çalışanı olduğunu, davalılar tarafından yapılan lazer epilasyon işleminin yanlış şekilde yapıldığı, müvekkilinin vücudunda yanıklar oluştuğunu ileri sürerek; 10.000,00 TL maddi tazminat, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda davacının maddi tazminat talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ”denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak "Davacının maddi tazminat talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine," denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Her ne kadar mahkemece kısa kararda el yazısı ile "dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile" eklenmiş ise UYAP"da kayıtlı duruşma tutanağında bu ibarenin yazılı olmadığı görülmüştür.
2-Bozma nedenine göre, davacı ve davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 68,50 TL harcın davalı-..."e iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.