9. Ceza Dairesi Esas No: 2020/930 Karar No: 2020/2008 Karar Tarihi: 17.11.2020
Zincirleme biçimde görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/930 Esas 2020/2008 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2020/930 E. , 2020/2008 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Zincirleme biçimde görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama Hüküm : Değişen suç vasfı nedeniyle icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın olay tarihinde Güllük Belediye Başkanı olarak görev yaptığı, 4483 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince, kamu adına yapılacak işlerle ilgili uygun rekabet ortamı sağlanıp ihaleye yapıldıktan sonra üzerine ihale kalan kişilere işlerin yaptırılması gerekirken aksi yönde davranıp belediye adına yapılacak işlerde ihalesiz olarak ve doğrudan sözlü talimatlarla katılan ..."a iş yaptırdığı, katılanın yapmış olduğu işlerin bir kısmının parasını alamamasına sebebiyet verdiği ve bu suretle üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerektiği nazara alınarak, UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanık hakkında benzer nitelikteki eylemlerinden dolayı aynı suçtan Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/338 Esas sırasında kayıtlı kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, tüm mevcut davalar araştırılarak, derdest ise birleştirilmesinden, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesinden sonra suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığı ile zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının saptanması, ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanığa TCK"nın 257. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra varsa kesinleşen dava dosyalarından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1- Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda atılı suçu birden fazla kez işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerini içeren TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması, 2- Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması, 3- Dosya içeriğine göre 01.10.2010 olan suç tarihinin karar başlığında 2009 olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-c maddesine muhalefet edilmesi, 4- 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 17.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.