12. Ceza Dairesi 2019/12639 E. , 2021/7082 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/4.1.a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
""Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi yerine 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Olay tarihinde saat 10:30 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki aracını park etmek için geri manevra yaptığı esnada arkasından geçmekte olan yaya ...’a çarptığı, ...’ın önce Özel 7 Mart Hastanesine tedavi için gittiği, Özel 7 Mart Hastanesinin 29/01/2014 tarih 63431 sayılı raporuna göre vücudunda yeni lezyon saptanmadığı, hayati tehlikesinin bulunmadığının tespit edildiği, tedavisinin ardından taburcu edildiği,
Trafik kazasından 1 gün sonra 30/01/2014 günü saat 13:46 sıralarında karın ağrısı şikayeti ile Kadirli Devlet Hastanesine müracaatta bulunması üzerine iç kanama nedeniyle ameliyata alındığı, 31.01.2014 günü saat 01.05’te öldüğü,
İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 16/07/2014 tarih 3030 sayılı raporu ile ""... ölüm sebebinin künt batın travmasına bağlı gelişen barsak perforasyonu ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu"" ve ölenin ""29/01/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası ile vefatı arasında illiyet bağı bulunduğunun"" bildirildiği,
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 02/02/2015 tarih 02-2015/6806/716 sayılı raporu ile de ""sanığın sevk ve idaresindeki otomobili ile aracını part etmek için görüş alanını yeterince kontrol altında bulundurmayıp kontrolsüzce ve tedbirsiz bir şekilde geri manevra ile geri geldiği ve kaplama üzerinde geçiş yapan yayaya çarptığı dikkatsizce ve kontrolsüzce araç kullandığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğunun"" bildirdiği olayda;
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu 1 kişinin ölmesine neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan bir miktar uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.