20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2042 Karar No: 2013/7201
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2042 Esas 2013/7201 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2013/2042 E. , 2013/7201 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .... Beldesi, .... Mahallesi, .... Evleri Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunu 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, taşınmazın satın alındığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıllık süre geçmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 20/04/1990 tarihinde askı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazı 01/04/1993 tarihinde satın aldığı davanın açıldığı tarih itibariyle 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı çekişmeli taşınmazı 1993 tarihinde satın aldığı ve satın aldığı Erdoğan Uzun ile birlikte zilyetliğinin 20 yılı aştığını belirterek eklemeli zilyetliğe dayanmıştır. Davacının 1993 yılında başlayan zilyetliği, iktisap için yeterli değilse de önceki maliklerin zilyetliğinden TMK.996 (MK.909) maddesi hükmü gereği davacı yararlanabilir. Mahkemece, önceki zilyet Erdoğan Uzun’un zilyetliğinin başlangıç tarihi belirlenip, iddia ve savunma doğrultusunda yargılama yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.