20. Hukuk Dairesi 2019/920 E. , 2019/3586 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili ...... vermiş olduğu dava dilekçesinde; davalının...... bağımsız bölüm maliki olduğunu, davalının Alize Konutları Yöneticiliğine Mayıs 2008 - Aralık 2012 dönemine kadar ödenmeyen aidat bedellerinden dolayı takip tarihi itibari ile 28.000,00-TL asıl alacak, 38.778,00-TL faiz olmak üzere 66.778,00-TL borcu nedeniyle hakkında ...... sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek; davalının icra dosyalarına yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; dosyaya sunulan işletme defterine göre davalının Ağustos 2007- Nisan 2008 tarihindeki 500,00-TL aidat borçlarını ödediği, böylelikle davalının gider ve avans borcunun tamamının zamanını bildiği kanaatine varıldığı, ödemediği aidat borçlarına aidat borçlarının tahakkuk ettiği aydan itibaren gecikme faizinden de sorumlu olduğu, taleple bağlı kalınarak gecikme faizinin yıllık % 60 üzerinden işletilmesi gerektiği gerekçesiyle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
2-...... sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaliyle, takibin 28.000,00-TL asıl alacak, 38.732,96-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Alacak likit olduğundan kabul edilen 28.000,00-TL asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan ortak gider alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kurulan hüküm alınan bilirkişi raporuna dayandırılmış ise de, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli, yeterli tespitler içermemektedir. Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin, ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin, dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. O halde; öncelikle aidat
......
borcunun doğduğu dönemlere ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararlarına ait belgeler (toplantı tutanakları, hazirun cetveli, gündem, vs.) dosyaya celbedilerek, bu kararların iptal edilip edilmediği, davalıya tebliğ edilip edilmediği tespit edildikten sonra tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatı uygulanabilecek olduğundan, öte yandan anataşınmazın yönetim planında gecikme tazminatının ödeme tarihine ya da oranına ilişkin bir belirleme yapılıp yapılmadığına da dikkat edilerek, temerrüt tarihi duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeksizin takip tarihinden öncesine gecikme tazminatı işletilmesi doğru görülmemiştir. Tarafların tüm delilleri, banka kayıtları, ödeme belgeleri celbedilerek, davalının ödemesi gereken bir meblağ bulunup bulunmadığı tam olarak tespit edilip, alınacak uzman mali müşavir bilirkişi raporu doğrultusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri de birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz, denetime elverişli olmayan incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre; bir davada 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanabilmesi için dava konusu taşınmazın tek parsel üzerinde kurulmuş ve üzerinde kat mülkiyeti tesis edilmiş olması gerekmektedir. Bu kuralın yanı sıra; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesinin 3. fıkrası; "Kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır." hükmünü amir olup, kat irtifakı kurulu ana taşınmazda kat mülkiyeti hukukunun uygulanabilmesi için, bu iki şartın aynı anda oluşması ve anataşınmazın tek parsel üzerinde kurulmuş olması gereklidir. Buna göre anataşınmazın, davanın açıldığı tarihlerde Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığının, tamamlanıp tamamlanmadığının, tamamlanmadı ise tamamlanma yüzdesinin, hali hazırdaki inşai eksikliklerinin konusunda ehil ve yeterli bilirkişiler de refakate alınmak suretiyle mahallinde keşif yapılarak, tanık dinlenerek ve emniyet müdürlüğü, belediye başkanlığı, muhtarlık ve diğer ilgili kurumlardan sorulmak sureti ile açıklığa kavuşturulması, oluşacak sonuca göre öncelikle görev konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta araştırma yapılmaksızın davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.