6. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/1817 Karar No: 2012/5021 Karar Tarihi: 29.03.2012
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/1817 Esas 2012/5021 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/1817 E. , 2012/5021 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ..., ..., ...,..., ... vekiline hüküm 14.10.2011 tarihinde tebliğ edilmiş temyiz dilekçesi ise sekiz günlük temyiz süresinden sonra 25.10.2011 tarihinde verilmiş olduğundan bu davalıların temyiz talepleri süresinde değildir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..."nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların ve bağ çubuklarının davacıya ait olduğu, davayı takip etmeyen davalı ... dışındaki diğer davalılarca kabul edilmektedir. Hükme dayanak yapılan 17.06.2011 tarihli ziraat mühendisi bilirkişinin ek raporunda, muhtesat değerinin toplam değere oranlanmasının yapılması yerine, davacının arzdaki pay değerinin arz değerine oranlandığı anlaşılmakta olup, rapor yukarıda açıklanan esaslara uygun olarak düzenlenmediğinden hükme esas alınacak yeterlilikte değildir. Mahkemece muhtesatın kime ait olduğunun kabul edildiği hükmün gerekçesinden anlaşılamadığı gibi, satış bedelinin tevziinde bir muhtesat oranlaması yapılıp yapılmadığı, ya da satış bedelinin nasıl tevzii edileceği anlaşılamamaktadır. Yalnızca rapora atıf yaparak bedelin ne şekilde paylaştırılacağı açıklığa kavuşturulmadan infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan satış bedeli üzerinden binde 9.9 oranında harç tahsiline karar verilmesi gerekirken, binde 9 oranında harç tahsiline karar verilmesi de isabetsizdir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.