Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4840 Esas 2017/523 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4840
Karar No: 2017/523
Karar Tarihi: 26.01.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4840 Esas 2017/523 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı tarafı, sözleşmenin tek taraflı ve matbu bir şekilde doldurulduğunu ve müzakere edilmeden hazırlandığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, kredi sözleşmesini davalının el yazısı ile kefalet miktarı, niteliği ve tarihi yazarak imzaladığına dair bilirkişi raporu benimsemiş ve bu itibarla sözleşmenin davalı yönünden haksız şart oluşturmasının olanaklı olmadığını gerekçe göstererek, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, alacak miktarının hesaplanması için BK 88 ve 120. maddelerin dikkate alınması gerektiği ve bu nedenle hükmün davacı yararına bozulması gerektiği kararlaştırılmıştır.
BK 88 ve 120. maddeleri; bir kimsenin üçüncü bir kişinin borcunu, kendi adıyla ve onun rızası olmadan üstlenmesi işlemine \"kefalet\" adı verilir. Kefalet, kredi sözleşmeleri gibi sözleşmelerde sıkça kullanılır. Kanun, kefalet sözleşmesinde kefilin sorumluluğunun sınırlanmasını ve kefilin haklarını belirtmektedir.
19. Hukuk Dairesi         2016/4840 E.  ,  2017/523 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili tarafından borçlu aleyhine ...13. İcra Müdürlüğü’ nün 2014/108694 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının takibe konu sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu bu nedenle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sözleşmenin tek taraflı ve matbu bir şekilde doldurulduğunu davacının sözleşmeyi müzakere etmeden hazırladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre kredi sözleşmesini davalının el yazısı ile kefalet miktarı, niteliği ve tarihi yazarak imzaladığı bu itibarla sözleşmenin davalı yönünden haksız şart oluşturmasının olanaklı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Alacak, davacı ile davalı arasında düzenlenen ve ticari nitelikte olan Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda alacak miktarının tespiti kredi sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan BK 88 ve120. Maddeleri dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesine göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz nedenlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 26/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.