22. Hukuk Dairesi 2019/831 E. , 2019/3704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, şirket merkezine çağrıldığını ve istifa belgesi alındığını, gerçek iradesinin hakettiği işçilik alacaklarını almak olduğunu ve işveren tarafından iradesinin fesada uğratıldığını buna rağmen işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel tatil ücreti, fazla mesai ve yıllık izin ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle iş sözleşmesinin istifa sebebiyle sona ermiş olduğunu ve bu nedenle tazminat taleplerinin haksız olduğunu, davacının çalışma sistemine göre fazla mesai alacağı olmadığı gibi aralarındaki iş sözleşmesi gereğince de yasal sürelerdeki fazla mesailerin ücrete dahil olduğunu, genel tatillerde çalışılmış ise maaşına yansıtıldığını ve yıllık izinlerini de kullandığını beyanla dava reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen 23.06.2015 tarihli 1. kararda davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından bahisle hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine dair karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2016/37333 esas, 2016/20441 karar sayılı 05.12.2016 tarihli kararı ile “... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/İ-h maddesinde hukuki yarar dava şartları arasında sayılmış, 115/2. maddesinde mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar verileceği, ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre vereceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğundan usulden reddedeceği bildirilmiştir.
Mahkemece alacağın miktarının belirlenebilir olduğu, belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edildiği halde davacıya talep ettiği alacaklarının miktarını tam olarak açıklayıp eksik harcı tamamlaması için kesin önel verilmeksizin davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.” gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuş, işçilik alacaklarının hesabı için bilirkişi incelemesi yapılmış, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar yasal süresinde, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı ihtilaflıdır.
Mahkemenin ilk kararı davacının temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Davacı bozmadan önce ıslah talebinde bulunmamış bozma kararı sonrasında yargılamanın ilerleyen aşamalarında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 03.10.2018 tarihli ıslah dilekçesi talep miktarlarını arttırmış ve mahkemece ıslaha değer verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu şekilde bozma kararından sonra ıslah talebinde bulunulamayacağına ilişkin İçtihatları Birleştirme Kararına aykırı hareket edilmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 esas 2016/1 karar sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 esas 1948/3 karar sayılı YİBK.nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Yargıtay Kanunu"nun 45/5. maddesi “İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı“ hükmünü içermektedir.
Yargıtay Kanunu"nun 45/5. maddesi karşısında “Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 esas 2016/1 sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmesi de hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş, bozma sonrası verilen ıslah dilekçesine değer verilmeksizin önceki bozma kararları uyarınca davalının oluşan usuli müktesep hakları da nazara alınarak karar verilmesidir. Bu husular göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.