8. Hukuk Dairesi 2011/5857 E. , 2011/7590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Acırlı Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Midyat Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.05.2011 gün ve 179/569 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici olarak bırakılan mevki ve sınırlarını bildirdiği taşınmazı imar-ihya ederek tarım arazisi haline getirdiğini, kazanmayı sağlayan zilyetlik süresinin dolduğunu açıklayarak taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..."na yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 21.04.2011 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli ölçekli krokide A harfi ile gösterilen 848,16 m² yüzölçümlü kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro Müdürlüğü"nün 24.05.2010 tarihli karşılık yazılarında; taşınmazın bulunduğu Acırlı Beldesinde kadastro çalışmalarının 22.04.1988 tarihinde kesinleştiği, dava konusu yerin muhtemelen 766 sayılı Yasa gereğince ham toprak ve hali arazi vasfında olması nedeniyle parsel numarası verilmeyip taşlık kayalık olarak tapulama harici bırakıldığını bildirmiştir. Gerek dava dilekçesinde davacının imar ve ihyaya dayanmış bulunması, gerekse taşınmazın niteliğiyle Kadastro Müdürlüğünün yazısında belirtilen nitelikler birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu yerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. İmar ve ihyaya muhtaç olan bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilebilmesi için diğer kazanma koşulları yanında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde imar ve ihya için öngörülen tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi gerekir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; taşınmazın güney sınırından Mardin-Midyat Devlet karayolunun geçmiş olması nedeniyle davanın Karayolları Genel Müdürlüğünün TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca davada yasal hasım olarak yeralması gerektiğinden davacı tarafa adı geçen kuruluş hakkında yöntemine uygun biçimde davada yer almasının sağlattırılması, ayrıca sözü edilen karayolu nedeniyle varsa kamulaştırma harita ve evrakının en yakın bölge müdürlüğünden temini için müzekkere yazılması ve bu kuruluşa delillerini sunması için süre ve imkan tanınması zorunludur.
Bundan ayrı, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının davanın açıldığı tarihten önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihi olan 30.03.2010 tarihine göre 20-30 yıl öncesine (1980-1990 yılları) ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi olanaklıdır.
Öte yandan dosyaya sunulan uyuşmazlık konusu taşınmaza ait fotoğrafların incelenmesinde yoğun miktarda taşlılık görülmektedir. Buna göre imar-ihya bilimsel verilere göre araştırılmalıdır. İmar-ihya ile kazanma bakımından imar-ihyanın tamamlandığı tarihin de dikkate alınması gerektiği gözetilmelidir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle kadastro tespitinin yapıldığı 30.03.2010 tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1980-1990 yılları) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının merciinden getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce imar ve ihyanın tamamlanarak zilyet edilip edilmediğinin, niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi belirlenerek, bundan sonra kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün kısmen kabulüne ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.