(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2013/1930 E. , 2013/3715 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.11.2004 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde dava değeri 5.500,00 YTL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harcı yatırılarak asliye hukuk mahkemesine dava açılmıştır. Asliye hukuk mahkemesince sözleşmedeki değer esas alınarak görevsizlik kararı verilmiş, bu karar temyiz edilmeden kesinleşmiş ve sulh hukuk mahkemesince davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılar tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14.02.2007 tarihli 2007/417 E. -1327 K. sayılı ilamı ile özetle “...Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re"sen gözönüne alınmalıdır. Dava 11.11.2004 tarihinde açılmıştır. Bu tarihte asliye hukuk mahkemeleri 5.000 YTL. üzerindeki davalara bakmakla görevlidir. Dava dilekçesinde değer 5.500 YTL gösterildiğinden mahkemece görevsizlik kararı yerine işin esasına ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır...” şeklindeki gerekçe ile karar bozulmuştur.
Bozma sonrası 17.05.2007 tarihli oturumda mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ancak davacı vekilinin aynı tarihte dava değerini 270 TL olarak ıslah etmesi sonucu sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek dava esastan sonuçlandırılmıştır.
Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bunun üzerine Dairemizin 03.05.2010 tarihli 2010/4487 E.-2010/5042 K. sayılı ilamıyla ""04.02.1948 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 10/3 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı dayanak gösterilerek hükmün Yargıtayca bozulması üzerine mahkemesinde yapılan yeni tahkikat sırasında
ıslah yapılmasının mümkün olmadığı, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulduktan sonra davalılar lehine usuli kazanılmış hak olan bozma ilamına aykırı şekilde hüküm kurulması doğru değildir"" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sulh hukuk mahkemesince bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Tarafların temyiz etmemesi üzerine görevsizlik kararı 02.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı vekilinin talebi sonucu dosyanın gönderildiği ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, ""davalılardan ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... hakkında verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına"" karar verilmiştir.
Hüküm, yeniden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nun 297/2 maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 12.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.