Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6354
Karar No: 2014/6571
Karar Tarihi: 21.05.2014

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/6354 Esas 2014/6571 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/6354 E.  ,  2014/6571 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÜZCE KADASTRO MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/09/2013-31.10.2013 (EK KARAR)
    NUMARASI : 2013/23-2013/29

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 113 ada 4, 114 ada 2, 121 ada 4, 5, 8, 15, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 36, 48, 114 ada 7, 28, 30, 146 ada 4, 148 ada 1, 149 ada 3, 151 ada 6, 153 ada 2, 3 156 ada 1, 185 ada 9, 186 ada 22, 219 ada 7, 8, 10, 37, 227 ada 2, 17, 18, 19, 20 parsel sayılı taşınmazlar davalılar E.. T.. ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı H.. E.. miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazların miras payı oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine 31.10.2013 tarihli ek karar ile davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiş, verilen ek karar da davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Hükmü temyiz eden davacı H.. E.."in temyiz süresini geçirdiği gerekçesi ile 31.10.2013 tarihli ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Davacıya, gerekçeli kararla ilgili tebligatın mernis adresine çıkarıldığı ve "muhatabın geçici olarak çarşıya gittiği" belirtilmek suretiyle muhtar İ.. R.. A.."a teslim edilip ayrıca O.. Z.."a haber verilmek suretiyle tebliğ yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, yaşlı olması sebebiyle sürekli evde oturduğunu, tebligatların adrasine hiç gelinmeden köy muhtarına bırakıldığını, haber kağıdının kapısına yapıştırılmadığını, tebligatı daha sonra öğrendiklerini tebliğin usulüne uygun olmadığını öne sürmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/12-644 Esas 2014/284 sayılı kararında da belirtildiği üzere 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. Maddesinin 1. fıkrasında; “kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina” dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” hükmü öngörülmüştür. Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hâkim tarafından denetlenebilir. Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılan kişilerden birisine, imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Yönetmeliğin 30. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Yönetmeliğin 30/1. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, şayet imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında, muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre, yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı adına çıkartılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebliğ belgesinde, muhatabın çarşıda bulunması nedeniyle adresin kapalı olduğu, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre muhtara tebligat evrakının bırakıldığı, muhatabın kapısına ihbarın yapıştırıldığı ve O.. Z.."e haber verildiği hususları şerh edilmiş ve tebliğ memurunca imzalandığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi tebliğ memurunca, tebliğ evrakına yazılan “muhatabın çarşıda” olduğu yönündeki beyanın kime ait olduğu tebliğ belgesine yazılarak beyanda bulunanın imzasının alınması, beyanda bulunanın imzadan çekinmesi halinde de bu cihet tebliğ memuru tarafından şerh ve imzası ile tasdik edildikten sonra; tebliğ evrakının imza karşılığı muhtara teslimi ile 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması işlemlerini tamamlaması gerekmekte olup, somut olayda; muhatabın gösterilen adreste geçici ve kısa süreli bulunmama sebebinin kimden soruşturulduğu konusunda bir belirleme bulunmadığından yapılan tebliğin Tebligat Kanunu"nun 21/1. ve Yönetmeliğin 30/1. maddesine uygun yapıldığının kabulü mümkün değildir. Bu nedenlerle davacı H.. E... anılan ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle yerel mahkemenin davacının hükmü “temyiz etmemiş sayılmasına” dair ek kararının kaldırılmasına karar verildi.
    Davacının esasa yönelik temyiz inceleme istemine gelince; Mahkemece 29.05.2013 tarihli celsede keşif ücretlerinin dökümünün yapıldığı 13. celse tutanağına atıf yapılmak suretiyle 1280.00 TL keşif giderinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde yatırması için davacıya kesin süre verilmiştir. Ancak; kesin süre içeren ara kararda keşfin yapılacağı tarih belirlenmemiştir. Keşif gün belirlenmeksizin keşif giderlerinin yatırılması için kesin süre verilemez. Hal böyle olunca; mahkemece keşif giderlerini yatırması için davacıya verilen ve usulüne uygun bulunmayan ara karara dayanılarak davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi