15. Hukuk Dairesi 2017/2362 E. , 2018/1941 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesi uyarınca ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına ve özellikle gerek tespit dosyası, gerekse mahkemece alınan bilirkişi raporlarıyla eserin kabul edilemeyecek şekilde ayıplı olmasına, dairemizin bozma ilamında ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının araştırılmasına denmiş ise de davalının cevap dilekçesinde buna ilişkin savunması bulunmadığı gibi, 06.06.2012 tarihli celsede davalı vekilinin bu yöne ilişkin savunmasına karşın davacı vekilince savunmanın genişletilmesinin kabul edilmediğinin bildirildiği, böylelikle bozma ilâmında bu yönüyle maddi hata bulunduğunun ve taraflarca ileri sürülmemiş ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerekmediğinin anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
HUMK döneminde verilen 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir.
Yukarıdaki açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dairemizin bozma ilâmında, imalâtın iade tarihinden faize hükmedilmesi BK’nın 101/I. maddesine aykırı olduğu gibi talep aşılarak yasal yerine, reeskont faizine hükmedilmesi de HMK’nın 26. maddesine aykırı olduğu belirtilmiş ve mahkemece faizin türü ve başlangıcı yönünden de verilen bozma kararına uyulmuş olmasına rağmen yine önceki karar gibi davacının yedinde bulunduğu anlaşılan imalâtların davacıya iade tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline kararı verilmiştir. Verilen son hüküm bu yönüyle bozma kararına aykırı olup, faiz başlangıcı yönünden davacı aleyhine, faiz türü yönünden davalı aleyhine karar verilmiş, hüküm ise davacı tarafından temyiz edilmeyip, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı temyizi olmadığından faiz başlangıcı yönünden bozmaya aykırı verilen karar bozma sebebi değil ise de davalı temyizi yönünden incelenmesi gereken faiz türü uyulan bozma kararına aykırı olup, yasal faiz yerine reeskont faizine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan "reeskont faizi ile" ibaresinin karar metninden çıkarılarak, yerine "yasal faizi ile" ibaresinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.