17. Hukuk Dairesi 2019/4782 E. , 2020/3688 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki, trafik sigortacısı olduğu aracın, davacılardan ..."nun içerisinde bulunduğu araç ile çarpışması neticesinde davacılardan ..."nun yaralandığını belirterek, 100.000,00 TL iş görememezlik, 1.000,00 TL bakıcı, 1.000,00 TL bakım masraflarına yönelik tazminatın davacı ... açısından diğer davacılar için 1.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 5.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 195.000,00 TL maddi tazminatın, 100.000,00 TL davacı ... için manevi tazminatın diğer davacılar için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 190.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat yönünden taraflar sulh olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden talebin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL ..."ya, 15.000,00 TL ..."ya, 10.000,00 TL ..."ya, 10.000,00 TL ..."ya olmak üzere toplam 65.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK"nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 18/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.