Esas No: 2019/1479
Karar No: 2021/1166
Karar Tarihi: 14.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1479 Esas 2021/1166 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ...
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
NUMARASI ...
DAVA : Şirket Aracının Devir ve Tescili, Alacak
DAVA TARİHİ : 19/03/2015
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2021
Taraflar arasındaki şirket aracının devir ve tescili olmadığı takdirde alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisine ait.... isimli şirketin 13/09/2013 tarihinde davalılar ... ile ... 'a devrettiğini, devir bedeli olarak 200.000,00 TL kararlaştırıldığını, bu bedelin 100.000,00 TL'si peşin, kalanı ise 3 taksitle ödenmek üzere anlaşıldığını, 10/01/2014 tarihinde 25.000,00 TL, 10/02/2014 tarihinde 25.000,00 TL ve 10/03/2014 tarihinde 50.000,00 TL olmak üzere 3 adet senet alındığını, senet borçlularının senedi gününde ödemediğini, senet değişikliği yapıldığını bu senetlerin de ödenmediğini, müvekkilinin tahsil için bankaya ibraz sırasında attığı ciro kullanılmak suretiyle müvekkilinin borçlandırıldığını ve icra takibine konu edildiğini, taraflar arasında yapılan şirket devir protokolününün 13.maddesi uyarınca üzerine düşen yükümlülüğün kendilerince yerine getirilmesine rağmen, davalı yanın müvekkiline satış bedelinin %50 'si oranında tazminat ödemekle yükümlü bulunduğunun tespit edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini, ayrıca şirket devir protokolünün 10.maddesi uyarınca şirket envanterinde bulunan ...plakalı 2005 model ... marka aracın da şirket devrinden sonra satıcıyla yani davacıya devredileceğinin hüküm altına alınmasına rağmen devrin yapılmadığını, bu nedenle aracın adlarına tescilini olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istediklerini bildirerek devir olmadığı takdirde şimdilik 3.000,00 TL araç bedelinin şirket devir tarihi olan 08/02/2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline araç kaydı üzerine tedbir konulmasına, %50 tazminat isteklerine ilişkin şimdilik 3.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 14/04/2015 tarihli beyan dilekçesiyle dava dilekçesindeki iki ayrı talepten araç devrine ilişkin talepleri kapsamında tescili, mümkün olmadığı takdirde 3.000,00 TL istedikleri bedeli 32.000,00 TL artırarak toplamda 35.000,00 TL olarak tahsilini istediklerini bildirmiş harcını ikmal etmiş ve bundan ayrı cezai şarta ilişkin tazminata dair talapleri yönünden bu taleplerini atiye terk ettiklerini bildirmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı taleplerinden ve sonra sunduğu ek beyan dilekçesinden 3.000,00 TL talepli tazminat isteğinin atiye terk beyanının feragat olarak değerlendirilmesine, feragat olarak değerlendildiği takdirde bu beyanın taraflarınca kabul edildiğini bildirdiği, diğer yönden protokole aykırılık ve davacı kusuru bakımından protokolde bildirilen 100.000,00 TL'nin peşin olarak ödendiği, geri kalan senet bedellerine ilişkin her türlü yükümlülüğün yerine getirildiği, Ankara 25. İcra Müdürlüğünün.....Esas sayılı icra dosyasında 25.000,00 TL bedelli senedin davacı tarafından 3. kişiye ciro edilerek kullanıldığını ve davacı tasarrufundan çıktığını, diğer senet bedellerinin de müvekkileri tarafından ödendiğini, protokolde bulunmayan 10/09/2014 düzenleme ve 31/03/2014 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli senetlerin sahte oluşturulduğunu ve takibe konulduğunu, kaldı ki protokolde taahhüt edilen ve üstlenilen borçların bir çoğunun yerine getirilmediğini en önemlisi devir tarihinden önce doğmuş işçi alacaklarına ilişkin Ankara 24. İcra Müdürlüğünün..... Esas sayılı dosyasında 16.000,00 TL tutarlı ve Ankara 24. İcra Müdürlüğünün... Esas sayılı dosyasında 11.000,00 TL tutarlı miktarların davalı tarafından ödendiğini, buna rağmen protokole aykırı hareket eden tarafın davacı olup kötü niyetli bulunduğunu, araç ve diğer hususlar bakımından ise aracın şirketin tasarrufu altında bırakıldığını, her ne kadar 35.000,00 TL olarak mülkiyet bedeli belirlenmiş ise de, beş kez kaza geçiren ve ağır hasarlı bulunan aracın çekme belgeli-trafiğe çıkma yasaklı olarak teslim edildiğini, ikinci el piyasasının bulunmadığını, protokolde araç değerinin değeri olmadığı için yazılmadığını, kaldı ki aracın 7.777,00 TL bedelle noter satış belgesinin bulunduğunu, davacının haksız menfaat temini için açtığı davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; uyuşmazlığın dayanak hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, protokol hükümleri ele alındığı ve protokolün bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, Protokolde 1.maddede; devir bedelinin 200.000,00 TL olduğu, bu bedelin 100.000,00 TL'sinin nakit ve kalanının 2 adet 25.000,00 TL bir adet 50.000,00 TL miktarlı senet verilerek ödendiği açıklamasının yanısıra 2.madde ile 6.madde dahil ve 11.maddedeki bu hükümlerde edimlerin yerine getirilmesindeki yükümlülüğün satıcı-davacıya ait olduğunun açıklandığı, diğer yönden diğer hükümlerin davalılar aleyhine hükümleri içerdiği, Devir Protokolü başlıklı belgenin 1.maddesinde ; içeriği ele alındığında devir bedelinin açıkça yazılıp karşılığının ödendiği (nakit ve senet olarak), ancak sözleşmeye devam edilerek karşılıklı şirket işlerini ilgilendirse dahi edim ve borçların sıralandığı bunların hangi tarafça yerine getirileceği hususunun açıklandığı, edim veya borçları yerine getirmede herhangi bir sıralamanın veya önceliğin açıklanmadığı, son maddede ise cezai şartın hüküm altına alındığı görüldüğü, o halde protokol başlığındaki gibi yalnızca şirket hissesinin devrine ilişkin bir belge olmadığı, şirketin mal varlığı dahil açık ve karşılıklı edimlerin yer aldığı bir sözleşme mahiyetinde olduğu, davacı tarafça şirket hissesinin davalılara devri sonrasında bu sözleşmedeki yalnızca 10.maddenin (12.maddedeki cezai şart bedeli atiye terkedildi) davalı borçlulardan yerine getirilmesinin istenilmesi yönünden davacının diğer yükümlendiği edimleri yerine getirmediği dikkate alınarak davanın erken açıldığı, nitekim davacının hisse devri bedeli olarak belirttiği miktarı (200.000,00 TL) birinci maddenin uygulanmasıyla aldığı, diğer maddelerin ise şirket hisse devrinden bağımsız uygulanması gereken yükümlülükler olduğunun kabulü gerektiği, davacı yanın sözleşmedeki kendisini borçlu kılan edimleri tamamen yerine getirmeden ( 2 -3-4-5-6 ve 11.maddeler) davalılardan 10.maddede yazılı araç kaydının devir ve tescili, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili için açtığı bu davanın erken (mevsimsiz) açıldığı kanaatine varıldığından Şirket Devir Protokolü gereğince davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada aracın devir ve tescili, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili yönündeki isteğinin erken açılan dava nedeniyle reddine, cezai şart talebinin atiye terk nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir .
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesince protokolde davacıya düşen edimlerin tamamen yerine getirilmediği yönünde yapılan değerlendirmeyi kabul etmediklerini, müvekkilinin protokolde belirlenen ve üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiğini, bu konuda kredi kullanılan banka, vergi dairesi ve sigortadan gerekli belgelerin sunulduğunu ve dosya içeriğinde mevcut olup, karşı tarafça bildirilen işçilik alacakları ile ilgili icra dosyaların ise müvekkilinin şirket ortağı olduğu döneme ait olmayıp müvekkili ile ilgili dosyalar olmadığını,
Müvekkilinini edimlerini yerine getirmediğini iddia eden davalıların, bugüne kadar bu konu ile ilgili müvekkilinden bir talepte bulunmadıkları gibi kendisine herhangi bir dava da açmadıklarını, yani davalıların bu iddialarının tamamen yersiz ve gerçek dışı olduğunu, ayrıca davalıların müvekkiline ait bir borcu (banka, vergi, SGK , diğer) kendilerinin ödemiş olduğu iddiaları da bulunmadığını,
Müvekkilinin ödemelerini yaptığını ve edimlerini yerine getirdiğini, buna mukabil davalıların devir bedeli olarak kararlaştırılan 200.000,00 TL'nin yarısı olan 100.000,00 TL'yi müvekkiline ödemediklerini, bu bedelin 3 taksitle ödenmek üzere anlaşıldığını, 3 adet senet alındığını, senet borçluları davalıların senetleri gününde ödemedikleri gibi, senet değişikliği yapılmasını istediklerini ve bu senetleri de ödemediklerini, ayrıca müvekkilinin tahsil için bankaya ibrazı sırasında attığı ciro kullanılarak müvekkilini borçlandırmak suretiyle icra takibine konu ettiklerini ve müvekkilinin hem maddi hem de manevi yönden sıkıntıya sokarak mağduriyetine sebep olduklarını,
Müvekkilinin protokol gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmiş olmakla beraber aslında davaya konu taleplerinin bu protokolde belirtilen ve müvekkiline düşen edimleri yerine getirmekle bir ilgisi bulunmadığını,
Protokolün 10. Maddesinin son derece açık olup ve tartışmaya mahal vermeyecek şekilde “Anılan şirketin envanterinde bulunan ...plakalı 2005 model ... araç şirket devrinden sonra satıcıya devir edilecektir.” denildiğini, burada araç devri için aranan tek koşulun şirketin devir işleminin yapılmış olması olduğunu, şirket devir işleminin de 23.09.2013 tarihinde yapıldığına göre artık araç devir işleminin yapılması gerektiğini, davalıların bu aracı 3. bir kişiye satmış olduklarından bu aşamada devri mümkün olmayıp araç bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesikararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirket hissesi devir protokolünün uygulanmasından kaynaklı protokolde anılan araç kaydının devir ve tescili, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili ile ceza şartın tahsili istemlerine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Sultanbeyli ilçe Emniyet Müdürlüğünün 20/06/2018 tarihli yazısında ...plakalı aracın dosyasında trafikten çekme belgesi bulunmadığı belirtilmiştir.
Ankara 24. İcra Müdürlüğünün .... sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının..., borçlusunun.... (Yeni unvanı; ....) olup, 13/03/2013 tarihinde açılan Sincan İş Mahkemesi'nin ... Karar sayılı 15/04/2014 tarihli ilamı ile 2011 yılındaki işçilik alacağının ödenmediğinden bahisle 16.230,65 TL alacağın tahsili için takibe geçildiği, fiili hacizlerin gerçekleştirildiği, ancak dosyaya yansıyan bir tahsilatın varlığının bulunmadığı,
Ankara 24. İcra Müdürlüğünün....) Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının....borçlusunun.... (Yeni unvanı; ....) olup, 13/03/2013 tarihinde açılan Sincan İş Mahkemesi'nin... Karar sayılı 15/04/2014 tarihli ilamı ile 15/08/2011 tarihinden itibaren işçilik alacaklarının ödenmediğinden bahisle 11.363,83 TL alacağın tahsili için takibe geçildiği, fiili hacizlerin gerçekleştirildiği, ancak dosyaya yansıyan bir tahsilatın varlığının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dışı....'nin ticaret sicil dosyasının incelenmesinde; davacı ...'nin Ankara 53. Noterliğinden .... Yevmiye No ile 12/09/2013 tarihinde şirketteki 50 hissesinin karşılığı olan 10.000,00 TL'yi peşin ve tamamen aldığı, hisselerini bütün aktif ve pasifleriyle birlikte ...'a devrettiği, devrin aynı tarihte ortaklar kurulu kararı alınarak sicile kaydına ve ilanına karar verildiği görülmüştür.
Hukukçu.....ile makine mühendisi ....oluşan heyetten alınan raporda özetle; 12/09/2013 tarihli ortaklar kurulunda şirket hisse değerinin 20.000,00 TL olarak belirlendiği, bunun yarısının bir davalıya kalanının diğer davalıya usulüne uygun devir ve tescilinin gerçekleştirildiği, devir protokolünün 10.maddesinde anılan araç devrinin hukuken mümkün bulunmadığı, aracın değer itibariyle ele alındığında ise 5 kez hasarlanmaya maruz kalan aracın modeli ve yaşı da değerlendirildiğinde hurda değeri üzerinden 5.000,00 TL edebileceği, bu miktarın dava tirihinden itibaren davacının davalıdan tahsilini isteyebileceği ek raporda ise; 2014 yılında noter huzurunda yapılan satış ile 8.500,00 TL değerinde olduğu açıklandığı hususuda dikkate alınarak değerin 5.000,00 TL hurda + gümrük beyannamesindeki yedek parça tutarı + işçilik katılmak suretiyle hesap yapılması gerektiği,
İtiraz üzerine makine mühendisi ...'den alınan raporda özetle; bir önceki heyet tarafından aracın satış ilanında eşdeğer araç olmadığı yönündeki değerlendirmesinin yerinde olmadığını, www.sahibinden.com internet sitesinde 2016 tarihli araç satış ilanları gereğince aracın özellikle yurt dışından getirtilen parçaların motor parçaları olmaması, çok da önem arz etmeyen parçalar olduğu da anlaşılmakla dava konusu aracın kasko değeri, daha eski modelli araç fiyatı ve mevcut hasarlar da dikkate alınarak hurda ve pert olmayıp trafikte kullanıldığı anlaşıldığından aracın rayiç değerinin 35.000,00 TL olacağı, İtiraz üzerine makine mühendisleri ile hesap bilirkişisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; ikinci el araçların rayiç değerlerinin tespit edilmesinde aracın modeli, yılı ve kullanım km ile birlikte diğer niteliklerinin göz önüne alındığını, aracın kaza durumu ve araçtaki boyalı hasarlı parçaların sayısının da piyasa rayiç bedellerinin oluşmasında önemli bir etken olduğunu, ayrıca dava konusu aracın az bulunan ve piyasa tabiri ile pazarı olmayan bir araç olduğundan dolayı genel olarak fiyatının kasko değerinin altında olacağının açık olduğunu, dava konusu aracın 13/09/2013 tarihli devrinde kasko bedelinin 66.200,00 TL olduğu belirtilmiş olmakla birlikte rayiç piyasa değerinin bu seviyede oluşmayacağının değerlendirildiğini, aracın ülkemizde az rastlanır olması piyasasının olmaması geniş bir fiyat yelpazesi bulunmadığından makine mühendisi ...'in raporunda belirtilmiş olan ilanlara ulaşılabildiğini, aynı rapordaki görüşlere katılarak aracın devredilmiş olması, çekme belgesi bulunmadığından aracın halen kullanımda olduğundan aracın hurda olarak değil kullanımdaki araç olarak değerlendirilmesi gerektiği ve piyasa rayiç bedelinin 35.000,00 TL olacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı yanca, dava dışı....'ndeki %50 hissesini davalıya 12/09/2013 tarihli şirket devir protokolü kapsamında devrettiği, protokolün 10.maddesi gereğince şirketin envanterinde bulunan 2005 model aracın şirket devrinden sonra satıcıya devredilmesi gerektiğinden bahisle aracın devri, olmadığı takdirde araç bedelinin tahsiline yönelik olarak işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamında da yer alan 12/09/2013 tarihli Protokol ile 200.000,00 TL bedel karşılığı davacının %50 hissesini davalı ...'e sattığı, devir bedelinin 100.000,00 TL'sinin peşin, geri kalan bedel yönünden ise 3 adet senet verildiği, protokolde satıcı ve alıcıya karşılıklı edimler yüklendiği, sözleşmenin 10.maddesinde; şirketin envanterinde bulunan ...plakalı 2005 model ... marka aracın şirket devrinden sonra satıcıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, tarafların yapmış olduğu protokol gereğince davacının dava dışı....'ndeki %50 hissesini 12/09/2013 tarihli ... kapsamında Noterde yapılan sözleşme ile davalı ...'e devrettiği, aynı tarihli ortaklar kurulu kararıyla devrin kabul edilerek....ilan edildiği dosya kapsamıyla sabittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık protokolün 10. maddesi gereğince şirket envanterinde bulunan ...plakalı 2005 model ... marka aracın devrinin satıcıya yapılıp yapılmayacağı hususuna ilişkin olup, davalı yan, protokol kapsamında davacı satıcının edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden aracın devrini talep edemeyeceğini iddia etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan protokol ile davacı dava dışı .... %50 hissesini 200.000,00 TL bedel ile davalılara devredeceği, ayrıca protokolün 10. Maddesi ile de şirketin envanterinde bulunan ...plakalı 2005 model ... marka aracın şirket devrinden sonra satıcıya devir edileceği hususunda düzenleme yapılmış, düzenleme gereğince eldeki dava açılmış, ilk derece mahkemesince de protokol hükümlerinin birbirinden bağımsız uygulanması söz konusu olamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
Şirket ortaklarının, şirket çalışanlarının, işçilerin, alacaklıların ve kamunun menfaati ve hakları bulunması nedeniyle kendi inisiyatifleri ile şirket mallarının paylaşılması usulünü düzenlemeleri mümkün değildir. Bu kapsamda dava konusu olay değerlendirildiğinde, dava dışı şirkete ait aracın yapılan protokol ile ortaklardan birisi olan davacıya devrinin yapılmasına yönelik olarak şirket mallanın paylaşılması usulünün düzenlendiği, yapılan bu düzenlemenin yukarıda izah edildiği üzere şirket çalışanlarının, işçilerin, alacaklıların ve kamu menfaati ve hakları bulunması nedeniyle geçerli olamayacağından açılan davanın bu nedenle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılarak davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekmiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/01/2017 tarih 2016/413 Esas 2017/200 Karar sayılı içtihatı).
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına ve davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-2.maddesi uyarınca gerekçe yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09/04/2019 tarih ve ... Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Cezai şart talebinin atiye terk nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmiş olmakla bu konuda karar verilmesine, yer olmadığına,
5-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 102,47 TL ve 409,24 TL ıslah harcının mahsubu ile fazla alınan 452,41 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT'ne göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İlk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırıldığı ve sonuçta davanın reddine karar verildiği gözetilerek davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK'nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 14/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.