6. Hukuk Dairesi 2021/163 E. , 2021/1431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bucak Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile davalı yüklenici arasında imzalanan 19.11.1998 tarihli sözleşme uyarınca davalının Teknik Endüstri Meslek Lisesi Pansiyon Binası yapım işini üstlendiğini, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile Bakanlık temsilcisi arasında 27/12/1999 tarihinde imzalanan protokol gereğince söz konusu pansiyon binasının davacı Milli Eğitim Bakanlığına devredildiğini, 16/01/2001 tarihinde işin kesin kabulünün yapıldığını, söz konusu binanın depreme karşı dayanıklı olup olmadığının tespiti için ... Müh ve Müş. A.Ş ile .... Müh. Müş. Ltd. Şti. ortak girişimine dayanıklılık araştırılması yaptırıldığını ve hazırlanan raporlara göre binadaki kullanılan demir akma dayanımın sınır değerlerde olduğu, beton basınç değerinin ise düşük olduğunun tespit edildiğini, davalı yükleniciden 07/05/2010 tarih ve 6098 sayılı yazı ile binanın güçlendirilmesinin talep edildiğini, ancak 14/05/2010 tarihli yazı ile olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenle ayıplı yapılan pansiyon binasının güçlendirme bedeli için şimdilik 486.843,83TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici vekili davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi sonucunda (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2014/177 Esas – 2014/5693 Karar ve 13.10.2014 tarihli kararı ile, taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihinde 1998 tarihli Deprem Yönetmeliği geçerli olduğundan davalı yüklenicinin yapmış olduğu pansiyon binasının 1975 Deprem Yönetmeliğine göre değil 1998 Deprem Yönetmeliğine göre değerlendirilerek binadaki güçlendirme bedelinin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmadan sonra alınan ve hükme dayanak oluşturan ikinci bilirkişi kurulunun asıl ve birinci ek raporu incelendiğinde; bilirkişilerin günümüzde geçerli olan 2007 Deprem Yönetmeliğine göre güçlendirme projesi yaptığı ve maliyet hesaplarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2018 yılı birim fiyatlarını kullanarak güçlendirme bedelini KDV hariç 464.959,79 TL bulduğu, itirazlar sonucu düzenlenen 31.07.2019 tarihli ikinci ek raporunda ise 2018 birim fiyatlarına göre hazırlanan güçlendirme maliyetini ayıpların ortaya çıktığı 2007 yılı fiyatlarına revize ederek 186.730,84 TL bulduğu ve mahkemece de bu miktara hükmedildiği anlaşılmıştır.
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. Usuli kazanılmış hak ilkesi mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 2014/177 Esas – 2014/5693 Karar ve 13.10.2014 tarihli bozma ilamında, 01.01.1998 tarihinde yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği koşullarında yapılması gereken güçlendirmenin dikkate alınarak bedel hesabı yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda günümüzde geçerli olan 2007 Deprem Yönetmeliğine göre güçlendirme projesinin yapıldığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; hükme esas alınan son bilirkişi kurulundan 01.01.1998 tarihinde yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği koşullarına göre yapılması gereken binadaki güçlendirme bedelinin, ayıpların ortaya çıktığı tarih saptandıktan sonra bu tarihten itibaren ayıbın giderilmesi için gereken makul süredeki piyasa fiyatlarıyla hesaplanması amacıyla rapor almak, tarafların rapora itirazları olduğu takdirde bu itirazları giderecek şekilde mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor almaktan ibaret olmalıdır.
Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 11.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.