Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/5802 Esas 2020/5161 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/5802
Karar No: 2020/5161
Karar Tarihi: 23.11.2020

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/5802 Esas 2020/5161 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın çocuğun cinsel istismarından mahkumiyetine karar verdiği bir davada, temyiz duruşmasını inceledi. Mahkeme, sanığın mağdureye fiziksel temas içeren eyleminin sarkıntılık düzeyinde kaldığını ve suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı olduğunu belirterek lehe olan hükmün uygulanması gerektiğine karar verdi. Ancak, mahkeme sanığın cezası belirlenirken yetersiz gerekçelerle tehdit uygulandığını ve 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmediğini belirterek kararı bozdu. Kanunlar: 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi.
14. Ceza Dairesi         2016/5802 E.  ,  2020/5161 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı
    HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet

    İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki istikrarlı ifadeleri nazara alındığında sanığın olay günü mağdurenin bulunduğu dükkana gelerek elini omzuna atıp, yanaklarından öperek göğsüne dokunması şeklindeki fiziksel temas içeren eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı nazara alınıp, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" düzenleme gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili maddeleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kabule göre de;
    Mahkemece sanık hakkında müsnet suçtan dolayı temel ceza belirlenirken suçun özellik arz etmeyen işleniş biçimi ve benzer olaylardan daha vahim bir hal içermemesinden dolayı alt sınırdan ayrılmayı gerektirir bir neden bulunmadığı gözetilmeden yetersiz gerekçelerle teşdit uygulanması,
    Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurularak 5237 sayılı TCK"nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken kanun koyucunun aradığı anlamda kanuni olmayan yetersiz gerekçeyle söz konusu maddenin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.