12. Ceza Dairesi 2011/18641 E. , 2014/15245 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanıklar ..., ... haklarında beraat; sanık ... hakkında TCK"nın 85/1, 62/1, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıklar ... ve ... haklarında beraat, sanık ... hakkında mahkûmiyete ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanlar vekilinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ilişkin yaptığı itirazların merciince incelenerek reddine karar verildiği de gözetildiğinde, sanık ... müdafii ile katılanlar vekilinin temyizlerinin sanıklar ... ile ... haklarında taksirle öldürme suçundan kurulan beraat; sanık ... hakkında taksirle öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Sanıklar ..., ... haklarında kurulan beraat hükmüne yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin, sanıkların neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan cezalandırılmaları gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sanık ... hakkında yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafii ile katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Oluşa ve kabule göre; sanıklar ile ölen ve ailesinin akraba oldukları, olaydan 5-6 yıl önce meydana gelen bir anlaşmazlık nedeniyle birbirleri ile konuşmadıkları, sanığın, sabah 06:30 - 07:00 sularında evinin dışında hayvanlarını çobana teslim etmek için bulunduğu sırada, motosikleti ile yoldan geçmekte olan ölene sövdüğü, bunun üzerine motosikletten inen ölenle, sanığın kavga etmesine araya giren kişilerin engel olduğu, ölenin evine gitmesinden sonra, sanıkla ölen arasındaki tartışmada seslere uyanan, sanığın kardeşi ..."in sanıkla birlikte ölenin evi önüne giderek, ölenin dışarı çıkması için bağırdığı, dışarı çıkan ölenin babası ... ile ..."in; ölen ilede sanığın kavgaya tutuştukları sanık ile ölenin kavga sırasında yere düşerek bir birlerine sarılıp vurmaya devam ettikleri, tarafların araya giren kişiler tarafından ayrıldığı, olaya jandarmaya müdahalesi ile başlayan sorulşturmada ölenin adli rapor için, kendi aracıyla hastaneye gitmesinden sonra, ifadesinin alınması için Jandarma karakoluna geldiği yemekhanede ifade vermek için beklediği esnada sabah 09:00 sularında masanın üzerine düşmesi üzerine, ölenin önce ... Sağlık Ocağına götürülüp, oradan sevk edildiği ... Devlet Hastanesinde öldüğünün tespit edildiği olayda ;
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulunun 07.11.2007 tarihli raporunda, ölenin otopsi raporunda kişinin vucudunda ölüme neden olabilecek nitelikte travmatik değişim tanımlanmadığı, tanımlanan travmatik değişimlerin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte oldukları, yine otopside kalp ve akciğer ağırlıkları artmış, histopatolojik incelemede akciğerde ödem, fokal endizem, bol serbest ve hemosiderin yüklü makrofajlar bulunduğu, kroner arterde lümeni %70-80 daraltıcı özellikte atherosklerotik plaklar bulunduğu, myokardinal liflerde kronik hipoksik değişiklikler tarif edildiğinene göre, kişide kronik kalp damar hastalığı bulunduğu ve ölümünün, kendinde mevcut kronik kalp damar hastalığının karıştığı olayın efor ve stresiyle aktif hale geçmesine bağlı dolaşım solunum durmasından ileri geldiği, olay ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu belirtilmiş ise de, yaşanan kavga olayı ile ölüm arasında illiyet bağının kurulmuş olmasının, olayın meydana gelmesinden sonra geçen süre ve bu süreç içerisinde ölenin hastanede muayene olması da nazara alındığında, sanığı meydana gelen ölüm sonucundan sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, ölenin kalp damar rahatsızlığının öleninin ailesi tarafından dahi bilinmediği bu itibarla, sanığın üzerine atılı taksirle öldürme suçunun yasal unsurlarlarının somut olayda gerçekleşmediği; sanığın eyleminin TCK"nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabul ve uygulamaya göre ;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık Taner Demir müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.