21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8969 Karar No: 2018/223 Karar Tarihi: 18.01.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/8969 Esas 2018/223 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/8969 E. , 2018/223 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitiyle, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının Bağ-Kur hizmetleri dikkate alınmadan 506 sayılı Yasa ile Emekli Sandığı kapsamındaki çalışmalarına göre 12/01/2010 tarihinden itibaren emeklilik hakkı kazandığının tespiti ile hak edilen aylıkların faiziyle birlikte davalı Kurumdan tahsili ve Bağ-Kur sigortalılığı nedeniyle davalı Kuruma prim borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 01.02.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve bu aylıklara ödenmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğinin tespitine, davacının Bağ-Kur"a prim borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 03/05/1984-30/09/2008 arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 01/10/2008 tarihinden itibaren Bağ-Kur kapsamında sigortalı olduğu, 01/06/1984-14/02/1996 tarihleri arasında Emekli Sandığı kapsamında çalışmalarının olduğu, davacının Kuruma verdiği 12/01/2010 tarihli dilekçesi ile hizmetlerinin birleştirilmesini ve emekliliğe hak kazanıp kazanmadığının bildirilmesini istediği, Kurum tarafından Bağ-Kur prim borcu bulunması sebebiyle hizmetlerinin gönderilemediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacının Bağ-Kur hizmetleri dikkate alınmadan 506 sayılı Yasa ve Emekli Sandığı kapsamındaki hizmetlerine göre 12/01/2010 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasanın geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanmasına yönelik koşullara sahip olduğu, ancak davacının 12/01/2010 tarihli dilekçesi ile emekliliğe hak kazanıp kazanmadığının bildirilmesini istediği, bu talebin yukarıda yer alan yasal mevzuat kapsamında yazılı bir tahsis talebi niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, davacının 506 sayılı Yasanın Yaşlılık Aylığından Yararlanma Şartlarını düzenleyen 60. maddesinin (H) fıkrasında ve 5510 sayılı Yasanın Yaşlılık Sigortasından Sağlanan Haklar ve Yararlanma Şartlarını düzenleyen 28. maddesinin 9. fıkrasında belirtildiği şekilde Kuruma yaptığı yazılı bir tahsis talebi bulunup bulunmadığını araştırmak, bulunmaması halinde dava dilekçesini tahsis talebi ve dava tarihini tahsis talep tarihi olarak dikkate alıp yapılacak değerlendirmeye göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.