Esas No: 2021/1910
Karar No: 2022/1325
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/1910 Esas 2022/1325 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/1910 E. , 2022/1325 K."İçtihat Metni"
İlk Derece Mahkemesi : Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2019 tarih ve 2016/436 - 2019/96 sayılı kararı
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma
Hüküm : 1-Sanığın TCK'nın 302/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1,
TCK'nın 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince
mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi,
2-Sanığın, TCK'nın 109/2, 109/3-b, f, 3713 sayılı
Kanunun 5/1, TCK'nın 53, 58/9 maddeleri gereğince
mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunda, suç tarihinin en son vahim eylemin gerçekleştirildiği tarih olması gerektiği, Cizre ilçesinde hendek olaylarına katılıp silahlı nöbet tutma şeklinde faaliyet yürüttüğü kabul edilen sanığın suç tarihinin en son vahim eylemin gerçekleştirildiği tarih olan hendek olaylarının bitim tarihi "02.03.2016" yerine İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin gerekçeli karar başlıklarında sanığın hakkında mahkumiyet hükmü kurulan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlendiği tarih olan "03.05.2014" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Tanık anlatımları, başka dosya sanıklarının ifade teşhis ve beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, PKK/KCK silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde Hişyar Kod adıyla aktif olarak faaliyet yürüten, hendek sürecinde Cudi mahallesinde, güvenlik güçlerinin müdahalesini engellemek için hendek, barikat ve sokaklarda silahlı nöbet tutma faaliyetlerinde bulunan sanığın eylemlerinin vahim eylem niteliğinde olup ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten adam öldürme öldürme ve yaralama suçlarına iştirak ettiği kanıtlanamasa da TCK'nın 302. maddesinde düzenlenen devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunu oluşturacağı gözetilerek yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdiği, sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenilmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş; yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçuna ilişkin verilen hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Mağdur ...'in aşamalarda alınan beyanlarında örgüte cebir veya tehditle götürüldüğüne ilişkin beyanının olmadığı, olay tarihi itibariyle 15-18 yaş aralığında olduğu, dolayısıyla rıza unsurunun kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun oluşmasını engelleyeceği, mahkemece alınan son beyanında ise, sanığın olayın içinde olmadığını beyan etmesi karşısında mağdurun çelişkili ifadeleri dışında, inkara dayanan savunmanın aksini ortaya koyan hiçbir delil elde edilememesine göre şüphenin sanık lehine yorumlanacağı genel kuralı gereğince sanığın ispat edilemeyen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yetersiz ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 15.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.