Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporu ve ekindeki krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsadığı, aynı Kanun"un 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde (satış vb.) tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiğinin belirtildiği, TMK"nın 996. maddesi ile, kazandırıcı zamanaşımından yararlanma hakkına sahip olan zilyedin, zilyetliği kendisine devreden kişi de aynı yetkiye sahip ise onun zilyetlik süresini kendi süresine ekleyebileceğinin düzenlendiği, nizalı taşınmazın mirasçılardan M.. K.. tarafından davacıya satışının anılan Kanun maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olması nedeniyle davacının TMK"nın 996. maddesi kapsamında önceki zilyetlerin zilyetlik süresinden yararlanamayacağı, davacının zilyetliğinin başlangıç tarihinin taşınmazı satın aldığı 13.06.2005 tarihi olup, zilyetliğin başlangıç tarihinden davanın açıldığı 23.09.2005 tarihine kadar TMK’nın 713/1 ve Kadastro Kanunu"nun 14/1. maddelerinde aranılan 20 yıllık sürenin dolmaması nedeniyle davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluşmadığından, davacının tescil isteğinin reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik tescil isteğinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının tescil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davalı Hazine vekili 16.9.2010 tarihli beyan dilekçesinde davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir. 4721 sayılı Medeni Kanun"un 713/6. maddesindeki "Davalılar ve itiraz edenler aynı davada kendi adlarına tescil kararı verilmesini isteyebilirler" düzenlemesi uyarınca tescil isteminde bulunan Hazinenin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, davalı Hazinenin tescil talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu istem göz ardı edilerek, tescil talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.