Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/12914
Karar No: 2021/1485
Karar Tarihi: 08.03.2021

Danıştay 4. Daire 2016/12914 Esas 2021/1485 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/12914
Karar No : 2021/1485

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, vergi inceleme raporuna istinaden 2011 yılında muhasebe kayıtlarına ve beyanlarına intikal ettirerek indirim konusu yaptığı 4 adet fatura nedeniyle re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2011 yılı kurumlar vergisi ile 2011/7-9 dönemi geçici verginin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; yapılan incelemede harcamaların, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerden olmadığına yönelik olarak herhangi bir somut tespit bulunmadığının görüldüğü, harcamaların davacının işçi ve müşteri sayısı ile orantılı olmadığı ve çok kısa aralıklarla yapıldığından bahisle varsayıma dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarında, ticari kazancın elde edilmesi ve idamesiyle ilişkilendirilemeyen bazı gider faturalarının kurumlar vergisi matrahının hesaplanmasında gider olarak dikkate alındığının tespit edilmiş olduğundan dava konusu tarhiyatların yapıldığı, davacının 2011 yılında farklı zamanlarda (KDV hariç) 99.344.00 TL tutarında yemek daveti organizasyonu gerçekleştirdiği, ilgili faturaların 850, 922 ve 1026 kişilik program amaçlı yemek davetine ilişkin olduğu, davacının ilgili dönem muhtasar beyannamelerinin kontrolünde ise çalışan işçi sayısının 12-13 kişi olduğu, ancak ilgili yemek daveti faturasının 850-922 kişilik, davacının ticari ilişki bulunduğu müşteri sayısının 100-110 civarında olduğu halde müşteriler için verilen davetlerin 750-1026 kişilik olduğu, bu durumun mükellef kurumun ticari faaliyetin devamı ile bariz şekilde orantısız olduğu, faturaların düzenleme tarihlerinin birbirine çok yakın olduğu, bu nedenlerle yemek davetinin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle açıklanamayacağı gibi ticari teamüllere ve günümüz ekonomik koşullarına da uygun olmadığı, yapılan tarhiyatın ve kesilen cezanın yerinde ve yasal olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin “ispat” başlıklı B bendinde, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; 30. maddesinde öngörülen re'sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenen amacın, ödenmesi gereken vergilerin gerçek ve gerçeğe en yakın hali ile tespit edilmesi olduğu; 134. maddesinde de, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı; 32/2. maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere, Gelir Vergisi Kanunununda belirtilen esaslara göre cari dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödeyeceği öngörülmüştür.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilerek, ticari kazanç çeşitleri sıralanmış; 40/2 maddesinde, "Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatının safi kurum kazancının tespitinde nazara alınacağı"; 28/3 maddesinde ise, "Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin gelir vergisinden istisna edildiği (işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 6.000.000 lirayı (25 TL) aşmaması ve buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şarttır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde, aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakten yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilir.)", mükerrer 120. maddesinde de, “Ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir (kurumlar) vergisine mahsup edilmek üzere geçici vergi ödeyeceği, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edileceği, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği, ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edileceği” kurallarına yer verilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … ve … sayılı Vergi İnceleme Raporlarında; 2011 yılı içinde farklı zamanlarda (KDV hariç) 99.344.00 TL tutarında yemek daveti organizasyonu gerçekleştirdiği, ilgili faturaların 750, 850, 922 ve 1026 kişilik program amaçlı yemek davetine ilişkin olduğu, davacı kurumun ilgili dönem muhtasar beyannameleri incelendiğinde çalışan işçi sayısının 12-13 kişi ancak fatura detay bilgilerine göre personel için verilen yemek davetinin 850, 922 kişilik olduğu, defter belgeleri kapsamında müşteri portföyü yönünden bakıldığında ise, söz konusu şirketin ticari ilişkide bulunduğu müşteri sayısının 100-110 civarında olduğu halde müşteriler için verilen davetlerin 750, 1026 kişilik olduğu, bu durumun şirketin ticari faaliyetin devamı ile bariz şekilde orantısız olduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan faturaların düzenlenme tarihlerinin birbirine çok yakın olduğu hususu dikkate alındığında çok kısa bir süre içerisinde peş peşe dört yemek daveti verilmesinin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle açıklanabilecek bir durum olmadığı, ilgili dönemde şirket bünyesinde çalışan personel sayısı ve müşteri sayısı dikkate alındığında bahse konu faturalar kapsamında yapılan harcamanın %10' una tekabül eden kısmın ticari faaliyetin devamı kapsamında gider olarak dikkate alınması, geri kalan %90'ına tekabül eden kısmının ise ticari faaliyetin devamı kapsamında yapılan bir gider olarak kabul edilememesi gerektiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, işletmeler tarafından, yaygın olarak yapılan, temsil ve ağırlama masraflarının indirilecek gider olarak kabul edilebilmesi için, öncelikle giderin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış olması, gider ile kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması, işletmelerin ticari açıdan ilişkide bulunduğu işletme ve kişilerle sınırlı kalması, giderlerin işletmenin büyüklüğü ve ticari işin hacmi ile orantılı olması gerekmekte olup, olayda davacı kurum adına yemek verme hizmeti karşılığında düzenlenen faturaların kurum tarafından dönem kazancının elde edilmesi ve idame idame ettirilmesiyle ilgili olmadığının anlaşıldığı; fatura içeriğinin ticari açıdan ilişkisi bulunan kişi veya işletmeler için yapılan harcamalar olduğu, ticari faaliyetle doğrudan ilgisi bulunduğu ve bunların doğruluğunun ispat külfeti 213 sayılı Kanun'un 3. maddesi gereğince davacıya ait olduğundan ve davacı tarafından da bunu ispatlamaya yönelik bilgi ve belge dosyaya sunulmadığından, söz konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Aksi gerekçe ile verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Bozma kararı üzerine verilecek kararda, geçici vergi ve buna bağlı olarak kesilen ceza hakkında da yapılacak yargılama sonucuna göre ayrıca hüküm kurulacağı tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi