Esas No: 2021/4135
Karar No: 2022/1448
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/4135 Esas 2022/1448 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/4135 E. , 2022/1448 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli)
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme
Hüküm : Hükümlü hakkındaki yargılamanın yenilenmesi sonucunda; İstanbul (Kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli)
12.09.2008 tarih ve 1999/286 Esas, 2008/203 Karar sayılı ilamı ile verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin hükmün CMK'nın 323/1 maddesi uyarınca onaylanmasına dair ek karar
Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye cebren teşebbüs etmek suçundan, mülga 5218 Kanun ile değişik 765 sayılı TCK'nın 146/1, 31, 33, 40, maddeleri gereğince cezalandırılmasına dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK 250. madde ile yetkili) verilen ve Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 18.03.2010 tarih, 2009/19547 esas ve 2010/3236 karar sayılı ilamı ile onararak 18.03.2010 tarihinde kesinleşen 12.09.2008 tarih, 1999/286 esas ve 2008/203 karar sayılı ilam ile ilgili olarak hükümlünün/ sanığın 07.10.2010 tarihli başvurusuna istinaden; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 03.06.2014 tarih ve 72174/10 başvuru no'lu kararı ile 20.07.2015 tarihli başvurusu neticesinde verilen Anayasa Mahkemesinin 12.06.2018 tarih, 2015/12755 başvuru numaralı kararlarına istinaden 5271 sayılı CMK'nın 311/1-f maddesi kapsamında yargılamanın yenilenmesi sureti ile verilen hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edildiği görülmekle;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Yargılama ile ilgili safahat şöyledir:
Mevcut Anayasal düzeni, işçilerin önderliğinde emekçi kitlelerle birlikte silahlı halk ayaklanmasına dayalı devrimle yıkarak yerine Marksist-Leninist ilkelere dayalı sosyalist bir düzen kurmak ve nihai amacı olan komünizme geçerek sınıfsız komünist toplum oluşturma ideolojisi ile Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB) örgütü içerisinde yaşanan hizipleşme neticesinde örgütten tasfiye edilen ve anılan örgütten bağımsız olarak faaliyetlerini sürdürme kararı alan kişilerce kurulan Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği/Bolşevik(TİKB/B) adlı silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna ve eylemlerde bulunduğuna dair beyanlara istinaden firari olarak aranırken 25.07.1999 günü kolluk kuvvetlerince yakalanan sanığın, üzerine atılı vahamet arz eden eylemleri nedeni ile İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 09.08.1999 tarih, 1999/1023 esas sayılı iddianamesi ile Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye cebren teşebbüs etmek suçundan, mülga 765 sayılı TCK'nın 146/1 maddesi uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
İstanbul 4 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1999/283 esasında görülen davanın süreçte İstanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1999/286 esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Bu kapsamda Yargıtay 5. Ceza Dairesinin birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ve yargı yerinin belirlenmesi istemine dair, 18.06.2001 tarih ve 2001/4230 esas ve 2001/4269 sayılı kararı görülmüştür.
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılması ile dava dosyası İstanbul 9.Ağır Ceza Mahkemesine (CMK 250. Madde ile yetkili) devredilmiş ve mahkemenin 1999/286 esasında yargılamaya devam olunmuştur.
Yapılan yargılama sonunda sanık, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile yetkili) 12.09.2008 tarih, 1999/286 esas ve 2008/203 karar sayılı ilamı ile 5218 Kanun ile değişik 765 sayılı TCK'nın 146/1, 31, 33, 40, maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmıştır.
Anılan karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 18.03.2010 tarih, 2009/19547 esas ve 2010/3236 karar sayılı ilamı ile onararak 18.03.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Hükmü infaz eden sanığın karara karşı yaptığı 07.10.2010 tarihli başvurusuna istinaden; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 03.06.2014 tarih ve 72174/10 başvuru nolu kararı ile aynı konuya ilişkin Salduz/Türkiye (B. No: 36391/02, 27/11/2008, §§ 56-63) kararına da atıf yapmak suretiyle başvurucunun gözaltında tutulduğu sırada müdafii yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Kararda anılan ihlal tespiti dikkate alınarak başvurucunun adil yargılanma hakkına ilişkin diğer şikayetlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir. Ayrıca AİHM, başvurucunun kötü muamele iddialarına ilişkin olarak etkili bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin işkence yasağını düzenleyen 3. maddesinin usul yönünden ihlal edildiğine de karar vermiştir. AİHM, başvurucuya manevi tazminat ödenmesine karar vermiş; ayrıca kararında başvurucunun talep etmesi halinde yeniden yargılama yapılmasının ihlalin giderimi için uygun bir yol olacağını belirtmiştir.
6384 sayılı "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun" gereğince kurulan İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun 14.05.2014 tarihinde kesinleşen, 27.03.2014 tarih ve 2014/983 sayılı kararı ile sanığa makul sürede yargılanma hakkı ihlal edildiğinden 6384 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Sanık müdafii, 09.03.2015 havale tarihli dilekçesiyle anılan ihlal kararına dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi 08.04.2015 tarihli ek kararıyla, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311. maddesinde öngörülen şartları taşımadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Bahse konu bu karara yapılan itiraz, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.06.2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
Bu kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ihlalin yeniden yargılamayla giderilebileceğine dair kararına rağmen yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası ile 20.07.2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulmuştur.
Anayasa Mahkemesinin 12.06.2018 tarih, 2015/12755 başvuru numaralı kararı ile özetle, AİHM'nin ihlal kararı sonrasında yargılamanın yenilenmesi istemiyle mahkemesine başvuran sanığın müdafi yardımından yararlanma hakkı kapsamında ileri sürdüğü iddialarının etkili ve yeterli bir şekilde incelenip incelenmediği, ihlal kararının gereklerinin yerine getirilip getirilmediğine dair uyuşmazlık noktasında, ihlal kararına konu olayda sanığın ve diğer sanıkların gözaltında müdafi olmaksızın ve baskı altında verildiği iddia edilen beyanlarının delil olarak kabul edildiğinin görüldüğünü, AİHM tarafından verilen ihlal kararında Salduz/Türkiye kararına da atıf yapılarak gözaltında tutulduğu sırada yürürlükte olan mevzuat uyarınca Devlet Güvenlik Mahkemelerinin yargılama alanına giren suçlar yönünden avukata erişimin sistematik olarak reddedilmesinin tek başına Sözleşmenin 6. maddesinde öngörülen şartların yerine getirilmediği sonucuna ulaşmak için yeterli bulunduğunun ifade edildiği ve adil yargılanma hakkı kapsamında ileri sürdüğü diğer ihlal iddialarının incelenmesine gerek görülmediğinin; gerekçede, talep edilmesi halinde yeniden yargılama yapılmasının ihlalin giderimi için uygun bir yol olacağının belirtildiği de izah edilerek, anılan ihlal kararının kesin hükmün sıhhatini etkilediği, dolayısıyla yeniden yargılama yapılması konusunda ciddi bir gerekçe oluşturduğu halde 5271 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili yapılan yorumun AİHM kararıyla örtüşmediği, Anayasanın 36. maddesinin gerektirdiği ölçüde ve özende bir inceleme içermediği, ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmediği, müdafi yardımından yararlanma hakkına yönelik ihlal giderilemediğinden hak ihlaline ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere (kapatılan) İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi yerine bakan mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
15.11.2018 tarihinde mahal mahkemesine gönderilen dosyada, 01.11.2018 tarihli dilekçesi ile sanık müdafii yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
İstanbul (Kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) 21.12.2018 tarihli ek kararla, istemin kabule değer olduğuna ve dosyanın yeni esasa kaydının yapılmasına karar vermiştir.
Duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde, İstanbul (Kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli), 05.12.2019 tarih ve 1999/286 Esas, 2008/203 Karar saylı ek kararla özetle; İstanbul (Kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesiyle görevli ) 12.09.2008 tarih, 1999/286 esas ve 2008/203 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün CMK'nın 323/1 maddesi uyarınca onaylanmasına, sanık hakkındaki infazın aynen devamına, temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar vermiştir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1) Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6/1, T.C. Anayasasının 141/2, CMK'nın 34/1 ve 230/1-b-c maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde; sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve herkesi inandıracak şekilde olması, Yargıtayın tutarlılık denetimini yapabilmesi için kararın dayandığı tüm verilerin, bu verilere mahkeme tarafından ulaşılan sonuçların; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması, bu suretle dava konusu eylemin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise suç olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı konusundaki mahkeme kabulünün duraksamaya yol açmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekir.
Gerekçede hükmün dayanakları akla hukuka ve dosyadaki bilgi ve belgelere uygun olarak açıklanmalı, yasal ve yeterli olmalı, tarafları tatmin etmeli, yasanın amacına uygun düşmeli, uygulamada keyfiliği önlemeli ve bu şekilde denetim yapılmasına olanak sağlamalıdır.
İncelenen dosyada AİHM'nin saptadığı ihlallerin sonuçlarını etkin biçimde ortadan kaldıracak yeni bir adil yargılamanın yapılması amacıyla yargılamanın yenilenmesi istemi yerinde görülerek duruşma açılıp müdafii yardımından yararlandırılarak gerçekleştirilen yeni yargılama sonunda verilen kararda; özellikle Anayasa Mahkemesinin 12.06.2018 tarih, 2015/12755 başvuru numaralı kararları ile bu kararın atıf yaptığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 03.06.2014 tarih ve 72174/10 başvuru nolu kararlarında yer alan ve ilgili bölümde işaret olunan ihlal sebeplerinin ne suretle etkin biçimde karşılandığına ilişkin gerekçelerin nelerden ibaret olduğu bağlamında, toplanan delillerin karar yerinde tartışılıp suçun ne şekilde işlendiğinin açıklanması, mevcut delillerin irdelenmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğunun, bu kapsamda varsa dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle bu delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması, suçun nitelendirmesi yapılarak yenilenen yargılamanın daha önce yapılıp bitirilen yargılama sonucunda ulaşılan sonuçları değiştirecek bir yenilik getirip getirmediğinin Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık, tereddütleri giderecek ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösterilmesi gerekirken kararda: önceki yargılama sürecinin ve gelişiminin anlatılarak, karara atıfla duruşmada dinlenen tanık beyanları, yer gösterme tutanakları, arama ve yakalama tutanakları, ev arama, zaptetme tutanakları, kriminal raporları ve diğer deliller dikkate alınarak mahkumiyet hükmü kurulduğu, sanığın yargılamanın ileriki aşamalarında müdafii yardımından yararlandırıldığı ve soruşturmanın başında savunma hakkına verilen zararın telafi edildiği, soruşturma aşamasında gözaltında iken alınan ifadelerinin mahkumiyet için tek başına belirleyici bir kanıt olarak kullanılmadığı belirtilmesi ile yetinilerek, açıklanan ilkeler ve verilen ihlal kararının mahiyetine nazaran yasal ve yeterli gerekçe göstermeden hüküm kurulması suretiyle Anayasanın 141, CMK'nın 34 ve 230. maddelerine muhalefet edilmesi,
2) İstanbul (Kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde İle görevli) 1999/286 esas sayılı dosyasının önceki yargılamaya ilişkin imza içermeyen duruşma tutaklarının UYAP sisteminde, 04.12.2008 tarihli dizi pusulasında belirtilen İstanbul 4 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1999/283 esas sayılı dosyasının duruşma tutanaklarının ise fiziki olarak dosya içeriğinde bulunduğu görülmüş ise de, süreçte sanığın yokluğunda esaslı işlemlerin yapıldığı belirtilen İstanbul 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1999/286 esas sayılı dosyasının tensip ve duruşma tutanaklarının tamamı ile ayrıca yer gösterme işlemlerine matuf, 31.07.1999 tarihli dizi pusulasında da belirtilen kamera görüntüleri ve bu kayıtlarının denetime açık şekilde çözümlerinin Yargıtay denetimine imkan sağlayacak şekilde dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanunla 5271 sayılı CMK'nın 250. maddesi uyarınca görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin, yerine kurulan T.M.K. 10. maddesi ile görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin ise 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6526 sayılı Kanunla kaldırılmasına ve bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte bulundukları aşamadan itibaren derdest bulunan dosyaların kovuşturmaya devam edilmek üzere yetkili ve görevli mahkemelere, kaldırılan mahkemelerde bulunan ve kesinleşen dosyalara ait arşiv ve emanetler ile diğer evrak ve dokümanların ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenecek mahkeme veya mahkemelere devredilirek, müteakip işlem ve taleplerin bu mahkemelerce yerine getirileceğinin belirtilmesine nazaran, yeniden yargılama yapma ve delilleri değerlendirme görevinin, 6526 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince yetkili Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu ayrıca tensiben dosyanın ayrı esasa kaydına karar verildiği gözetilmeden, İstanbul Kapatılan 9. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi İle görevli) sıfatı ile celse açılmak sureti ile yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık (hükümlü) müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu nedenlerle BOZULMASINA, sanık müdafiinin infazın durdurulması ve tahliye istemlerinin REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.