Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/476
Karar No: 2017/897
Karar Tarihi: 03.05.2017

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/476 Esas 2017/897 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/476 E.  ,  2017/897 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “Sigorta başlangıcının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.12.2013 gün ve 2013/104 E.-2013/477 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 gün ve 2014/2416 E., 2014/7224 K. sayılı kararı ile;
    "...Dava; davacının sigorta başlangıç tarihinin 23.09.1986 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 19.12.2012 Tarih ve 2011/14172 esas, 2012/23944 karar sayılı kararı ile işyeri numarasının yanlış belirtildiği, bu nedenle işyerinin doğru numarası belirtilerek bordro tanıklarının yeniden araştırılması ve varsa bordro tanıklarının dinlenilmesi, bordro tanığı bulunmaması halinde komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının dinlenilmesi ve zabıta araştırması yaptırmak suretiyle davacının çalışmasının niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığının yöntemince araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece Dairemizin anılan bozma ilamına uyularak son olarak yine davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına düzenlenen 23.09.1986 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, davalı Kurum tarafından işe giriş bildirgesinde yer alan işyerine ait dönem bordrolarının bulunmadığının bildirildiği, bozma kararından sonra yapılan araştırmada; davalı Kurum tarafından işe giriş bildirgesinde belirtilen 29145 numaralı işyeri numarası ile açılan işyerinin Balıkesir"e ait olduğu ve bu nedenle aynı tarih itibari ile iptal edildiğinin bildirildiği, zabıta tarafından yapılan araştırma davacının çalışmalarına dair bilgi edinilemediği ve komşu işyeri tanığı tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Somut olayda; her ne kadar mahkemece davacının çalışma olgusunun işe giriş bildirgesi doğrultusunda ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddi cihetine gidilmişse de davalı Kurum tarafından bildirgede yer alan işyerinin tescil edilmesinden sonra Balıkesir"e ait olduğunun tespit edilmesi ve tescilin aynı tarih itibari ile iptal edilmesi, ayrıca davacı ile birlikte çalıştığını beyan eden tanık Halil İbrahim Çankaya"nın 1986/3. dönemde çalışmasının bulunması dikkate alındığında; mahkemece, işyerinin tescilinin iptali ve yeni bir tescil bulunup bulunmadığı, ayrıca tanığın çalışmasının geçtiği işyerinin işe giriş bildirgesindeki işyeri olup olmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş; Balıkesir"de olduğu anlaşıldığından tescili iptal edilen işyerinin yeni bir tescili bulunup bulunmadığını, işyerinin başka bir sicil numarası ile tescil edilip edilmediğini, tanık Halil İbrahim Çankaya"nın hizmet cetvelinden 1986/3. dönemde 26329 numaralı işyerinde çalışması bulunduğu anlaşıldığından, tanığın bu işyerine ilişkin işe giriş bildirgesini ve işyerinin hangi işyeri olduğunu araştırmak ve toplanan deliller ışığında sonuca gitmekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…"
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin 29145/43 sicil numaralı Hasan Hüseyin Demirel’e ait işyerinde 14739302 sigorta sicil numarası ile 23.09.1986 tarihinde çalışmaya başladığını, işveren tarafından işe giriş bildirgesinin verilmesine rağmen sigorta başlangıç tarihinin Kurum tarafından bordroların mevcut olmadığı gerekçesiyle kabul edilmediğini ileri sürerek emekliliğe esas olmak üzere sigortalılık başlangıç tarihinin 23.09.1986 olarak tespitini talep etmiştir.
    Davalı Kurum vekili 29145 işyeri sicil numarası ile işlem gören Hasan Hüseyin Demirel adına kayıtlı nakliye işyerinin 23.09.1986 tarihinde Kanun kapsamına alındığını ve aynı tarih itibariyle iptal edildiğini, davacı adına verilen işe giriş bildirgesine rağmen işyerinin Balıkesir bölgesine ait olduğunu, işyeri kaydının ve bordronun bulunmadığının tespit edildiğini bu nedenle davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece 09.09.2011 tarihli kararında Hasan Hüseyin Demirel adına kayıtlı nakliye işyerinin 23.09.1986 tarihinde Kanun kapsamına alındığı ve aynı tarih itibariyle iptal edildiği, bordro örneklerinin bulunmadığı ve dosyada mevcut belgeler ile dinlenen tanık beyanlarından davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairenin 19.12.2012 tarihli bozma kararı ile Hasan Hüseyin Demirel adına kayıtlı işyerinin numarasının yanlış belirtildiği, işyerinin doğru numarası belirtilerek yeniden bordro tanıkları araştırılıp, varsa bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanığı bulunmaması halinde komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak ve zabıta araştırması yaptırmak suretiyle davacının çalışmasının niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığını yöntemince araştırılıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Bozma kararı üzerine 11.04.2013 tarihli celsede uyma kararı verilmiş ve yapılan yargılama neticesinde Yerel Mahkemece davacının işe giriş bildirgesinin verildiği Balıkesir Sındırgı Kocadüz Orman deposunu işleten Hasan Hüseyin Demirel"e ait işyeri komşuları ile dönem bordroları istenerek dinlenen tanıkların davacıyı tanımadıklarını belirtmiş olmaları karşısında davacının çalışma olgusu işe giriş bildirgesi doğrultusunda ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen 12.12.2013 tarihli karar davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece Halil İbrahim Çankaya’nın 1986/3. döneminde çalıştığı işyerinin Muğla Milas’ta bulunan elektrik santral inşaat işyeri olduğu ve Özel Dairenin ilk bozma kararında bu yönde araştırma yapılmasının istenmediği belirtilerek ve önceki karadaki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı, davacı vekili tarafından temyize edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 23.09.1986 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespitini talep eden davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarihte çalıştığı işyerinin belirlenmesi bakımından yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda yerel mahkemece yapılan ilk yargılamada, tanık Halil İbrahim Çankaya’nın 1986/3. döneminde çalıştığı işyerinin Muğla Milas’ta bulunan elektrik santral inşaat işyeri olduğu belirtilmemesine rağmen, Özel Dairenin bozma kararında bu konuda araştırma yapılması belirtildikten sonra bu kapsamda araştırma yapılarak ve gerekçe kısmında 26329.048 sicil numaralı işyerinin tescil bilgilerine yer verilip yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.
    Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi