12. Ceza Dairesi 2014/10384 E. , 2014/15213 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanun"a aykırılık, Mühür bozma
Hüküm : 1- 2863 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan her iki sanık hakkında; 5271 sayılı CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat
2- Mühür bozma suçundan sanık ... hakkında; 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8 maddeleri uyarınca düşme
2863 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler ile mühür bozma suçundan sanık ... hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan zarar gördüğünden davaya katılmasına karar verilen Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü adına hazine vekilinin, mühür bozma suçundan sanık ... hakkında tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin anılan suça yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Muğla Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü"nce düzenlenen 26/01/2005 tarihli yapı tatil zaptına konu altı adet ahşap yapının inşasına 2004 yılı kış aylarında başlanıp, 2005 yılı Şubat ayında tamamen bitirildiğine dair 02/10/2007 tarihli olay yeri tespit tutanağı dikkate alınarak, sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan 20/03/2008 tarihli iddianame ile açılan davanın suç tarihi 2005 yılı Şubat ayı olarak kabul edilmek suretiyle yapılan incelemede;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK"nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2 maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 2005 yılı Şubat ayından itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş ve 5271 sayılı CMK"nın 223/9 maddesindeki şartların da oluşmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının DÜŞMESİNE,
Sanıklar ... ve ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan 23/09/2009 tarihli iddianame ile açılan davada tesis edilen beraate ilişkin hükmün incelenmesine gelince;
Katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ..."un, savunmasına göre 1988 yılından beri Almanya"da ikamet etmekte olup, kendisine ait taşınmaz ile ilgili tüm iş ve işlemleri yapması için, babası ..."i 03/09/2004 tarihli vekaletname ile yetkilendirdiği, suça konu taşınmaz üzerinde gerçekleştirilen tek katlı ahşap yapı imalatlarının ruhsatsız olduğu Muğla Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü görevlilerince belirlenip, 26/01/2005 tarihli yapı tatil zaptı düzenlenerek inşaatın mühürlendiği, 02/10/2007 tarihinde kolluk kuvvetlerince yapılan kontrolde, mührün asılı olmadığının, mühürlenen inşaatın 2005 yılı Şubat ayında tamamen bitirilerek, 5 apart ve 1 restorandan oluşan pansiyon şeklinde faaliyete geçirildiğinin tespit edildiği;
04/03/2009 tarihli ihbar üzerine olay yerine giden kolluk kuvvetlerince, yukarıda sözü edilen pansiyonun arka tarafına kaçak iki katlı bina yapıldığı belirlenerek, inşai faaliyete son verilmesi gerektiğinin, “inşaatı yaptıran” sıfatıyla sanık ... vekili ..."e ve “işletici” sıfatıyla sanık ..."e tebliğ edildiği, yine kolluk kuvvetlerince yapılan araştırmada, sanık ..."tan vekalet alan ..."in yatalak hasta olması nedeniyle inşaat işlerinin sanık ... tarafından yürütüldüğünün tespit edildiği, dosya içerisinde mevcut nüfus kaydından, ..."in 01/04/2009 tarihinde öldüğünün anlaşıldığı, kovuşturma aşamasında 06/05/2011 tarihi itibariyle yapılan keşifte, iki katlı ahşap binanın tamamen bitirilmiş, kullanıma hazır halde olduğunun gözlemlendiği;
2863 sayılı Kanun"un 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete"de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanun"un 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanun"un amacına da ters düşeceği;
Dolayısıyla, sözü edilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanık ..."un vekili ..."in hastalığından dolayı suça konu inşai faaliyet ile sanık ..."in ilgilendiği, adı geçen sanığa, çalışmaya son verilmesi gerektiği kolluk kuvvetlerince 04/03/2009 tarihinde tebliğ edildiği halde, inşaata devam edilerek binanın 06/05/2011 tarihli keşifte gözlemlenen duruma getirildiği, bu bakımdan sanık ... yönünden sit ilanının yapılmış olup olmamasının önem arz etmediği, zira bahse konu tebliğ ile sanığın, hukuka aykırı bir fiil icra edildiğinden haberdar olduğu ve bu nedenle atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği;
Sanık ... yönünden ise, 2. derece doğal sit alanı tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla duyurulup duyurulmadığının, duyurulmuş ise, o tarihte sanığın sit bölgesinde bulunup bulunmadığının, 26/01/2005 tarihli yapı tatil zaptından ve vekili sıfatıyla ..."e yapılan 04/03/2009 tarihli tebliğden haberdar olup olmadığının, bu çerçevede, Almanya"da ikamet eden sanığın, bölgenin sit alanı niteliği ile “plan ve projesine uygun olarak inşaat yaptırma” hususunda vekalet vermiş olmasına karşın, hukuka aykırı şekilde gerçekleştirilen inşai faaliyet hususunda bilgi sahibi olup olmadığının her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.