20. Hukuk Dairesi 2013/507 E. , 2013/7073 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan İsmet Bıyıkçı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden ve giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... Köyü 108 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı sırasıyla 14092,06 m², 7062,60 m², 15656,98 m², 18343,96 m², 7348,15 m², 4808,98 m² ve 4639,27 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, ham toprak niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacılar, taşınmazların 50 yılı aşkın süredir zilyetliklerinde ve eski tapu kaydı kapsamında kendilerine ait tarla olduğu iddiasıyla, adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen keşif giderlerinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine, dava konusu parsellerin tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılardan .... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Hâkimin dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (H.M.K.m. 288 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemiş ise, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, katip ve götürülecek ise mübaşir için yol tazminatının (3717 sayılı Kanun m.2); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerinin gözönünde tutulması zorunludur.
Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin (uygulamada H.U.M.K. m. 414, 163 - H.M.K. m. 324, 94 açısından) bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K."nun 26.02.1975 t. 1972/1-1273 E.- 1975/258 K; H.G.K."nun 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E.- 1983/141 K.; H.G.K."nun 30.12.1992 t. 1992/16-666 E.-1992/769 K.; 20.H.D."nin 14.12.1992 t, 1992/16198 E.-7040 K.).
Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
Usûl hukukuna ilişkin olarak zikredilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi delâletiyle, aynı Kanunun 36. maddesine göre işlem yapılması hallerinde kadastro mahkemelerinde de aynen uygulanır.
Yukarıda açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunî sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Bıyıkçı"nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.