3. Hukuk Dairesi 2015/4449 E. , 2016/4541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2014
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkilinin meskende abonesiz kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla tutanaklar düzenlendiğini, bu tutanaklara istinaden icra takipleri başlatıldığını, düzenlenen tutanakların usulsüz olduğunu ileri sürerek ; müvekkili hakkında düzenlenen 5.9.2003 (8 adet) ve 7.1.2004 (3 adet) tarihli kaçak elektrik tespit tutanakları ve .. sayılı dosyalarından dolayı müvekkilinin davalıya (9.136,22 TL) borçlu olmadığının tespiti ile haksız olarak ödenen bedellerin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine ... sayılı ilamı ile; "... davacı tarafın menfi tespit talebine konu tüm icra dosyaları ile, istirdat talebine konu tüm icra dosyaları eksiksiz olarak dosya arasına alınarak, mahkemece incelendikten sonra sonucuna göre, dava dilekçesindeki menfi tespit ve istirdat talebini karşılayacak şekilde karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulü ile; 639,98 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; ... Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Somut olaya gelince; mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmadan, karar verilmiştir. Kaçak elektrik bedelinin belirlenmesi hakimin hukuki bilgisi ve genel hayat tecrübelerine göre değerlendirebileceği bir konu olmayıp, uzman bilirkişi incelemesini gerektiren teknik bir konudur. Mahkemece bu konularda HMK 266. ve devam eden maddeleri uyarınca uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın uzman mühendis bir bilirkişiye verilerek, davacının dava konusu yaptığı kaçak elektrik tutanakları dikkate alınarak ilgili Yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik bedellerinin hesaplanması, aynı tutanaklara ilişkin olarak davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin ayrı ayrı belirlenmesi, dava konusu takip dosyaları da ayrı ayrı dikkate alınarak davacının davalıya borçlu olmadığı miktarın denetime elverişli hesaplanması konusunda rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece takip dosyaları yönünden ve bilirkişi raporu alınmadan değerlendirme yapılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre; kararın hüküm bölümünde reddine karar verilen takip dosyalarının hangileri olduğunu ve ne kadar miktar yönünden reddine karar verildiğinin açıklanmaması dahi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.