MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Köyü 212 ada 16 parsel sayılı 718,16 m², 212 ada 17 parsel sayılı 1988,11 m², 212 ada 18 parsel sayılı 1729,68 m², 212 ada 20 parsel sayılı 88,49 m² ve 210 ada 39 parsel sayılı 2131 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden ham toprak nitelikleriyle ... adına tesbit ve ilân edilmişlerdir.
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının yararlarına oluştuğu iddiasıyla, davacı ... 212 ada 16, 17, 18, 20 ve 210 ada 39 parsele, davacı ... ise 212 ada 18 parsele karşı kadastro tesbitlerinin iptali ve adlarına tesbit ve tescili istemi ile ayrı ayrı dava açmışlar, davacı ..., yargılama sırasında dava açtığı parselin 212 ada 16 parsel olduğunu imzası ile tastikli olarak beyan etmiştir.
Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu, orman kadastrosunun kesinleşme tarihi ile tesbit tarihi arasında kazandırıcı zamanaşımı şartlarının davacılar yararına oluşmadığı gerekçesiyle davaların reddine ve dava konusu taşınmazların tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... tarafından 212 ada 16 parsele yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4 maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması 25/08/2009 – 23/09/2009 tarihleri arasında, genel arazi kadastro çalışması ise 10/12/2009 – 08/01/2010 tarihleri arasında ilâna çıkarılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı ... yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın yüksek eğimli, çınar, diken ardıcı, tesbi çalısı, kermas meşesi, pırnal meşesi ile kaplı olduğu, imar ihya ve zilyetlik bulunmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.