Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; Suç tarihinde 18 yaşından küçük olup adli sicil kaydına göre hapis cezası mahkumiyeti de bulunmayan suça sürüklenen çocuklar hakkında belirlenen cezaların kısa süreli hapis cezası olması karşısında; belirlenen cezaların TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca TCK"nın 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesinde zorunluluk bulunması, Kabule göre de; 1-Katılanın hırsızlık suçu yönünden bir zararının söz konusu olup, konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden ise somut bir zararının söz konusu olmaması karşısında; konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden de müştekinin zararının giderilmediği şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile suça sürüklenen çocuklar hakkında CMK’nun 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-5237 sayılı TCK"nın 2/1. maddesinin 2. cümlesinin “Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.” hükmünü taşıdığı, aynı Kanun"un 31. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada 12 yaşından küçük olan ya da 12 – 15 yaş grubunda olup da işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmeyen kişilerin (çocukların) cezai sorumluluğunun olmadığı, ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 11. maddesinin “Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.” hükmünü içerip, aynı Kanun"un 5. maddesinin başlığının ise; “koruyucu ve destekleyici tedbirler” olduğu göz önüne alındığında yukarıda özetlenen âmir hükümler çerçevesinde cezaî sorumluluğu bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 5/1-a maddesi uyarınca danışmanlık tedbirine hükmolunamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.