Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17109 Esas 2020/6010 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17109
Karar No: 2020/6010
Karar Tarihi: 08.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17109 Esas 2020/6010 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, 4671 parsel sayılı taşınmazı murisleri adına tescil ettirmek istemiştir ancak davalılar bu talebe karşı çıkmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak davalılar temyiz etmiştir. Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmenin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur ve tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez.
Davacıların zilyetliğinin tespit tarihinden sonra başlamış olması nedeniyle, Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi de uygulanamamaktadır. Elbirliği ortaklığında mirasçılar sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf etmektedirler. Elbirliği ortakları arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğundan tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri gerekir. Dava konusu taşınmaz davalılar murisi adına kayıtlı olup davalılar arasında iştirakli
14. Hukuk Dairesi         2016/17109 E.  ,  2020/6010 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.06.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 4671 parsel sayılı taşınmazı davacılar murisi ...’ın harici satış sözleşmesi ile satın alıp bedelini ödediği ve zilyetliğini devraldığı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle müvekkilleri murisi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuş, davalı ... davayı kabul etmiş, diğer davalı ... cevap dilekçesi sunmamış, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur (743 Sayılı Kanunun 634. ; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 706; 6098 sayılı TBK"nun 237, 818 sayılı BK"nun 213,; Tapu Kanunu m. 26; 1512 Sayılı Noterlik Kanunu m. 60) Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. Yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle doğrudan göz önünde tutulur.
    Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın davacılar murisi ...’ın zilyetliğinin başlangıcı olarak beyan ettiği ve haricen satışa konu edildiği 1985 tarihinde davalılar murisi ... adına tapuda kayıtlı bulunmakta, tespit tarihinin de 31-03-1973 olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmayıp, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı da TMK"nun 706, 6098 sayılı TBK"nun 237, 818 sayılı BK"nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK"nun 237.maddesinde "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Bundan ayrı, davacıların zilyetliğinin tespit tarihinden sonra başlamış olması nedeniyle, Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin de somut olayda uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır.
    Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 640 maddesinin 2. bendi ( eski Medeni Kanunun 581 maddesi ) uyarınca, elbirliği ortaklığında mirasçılar sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Anılan madde uyarınca elbirliği ortakları arasında mecburi dava arkadaşlığı olup, tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri gerekir. Bu nedenle, mecburi dava arkadaşları hepsi birlikte davayı kabul edebilirler. Dava arkadaşlarından bir tanesi bile davayı kabul etmese, diğerlerinin kabul beyanı geçersiz kalır. Dava konusu taşınmaz davalılar murisi adına kayıtlı olup davalılar arasında iştirakli mülkiyet söz konusu olduğundan müstakil payı bulunmadığından davalı ...’nin davayı kabul etmesi nedeniyle payının iptal edilmesi de mümkün değildir.
    Saptanan olgular karşısında, mahkemece delillerin takdirinde ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.