22. Hukuk Dairesi 2017/20140 E. , 2019/3675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde santral görevlisi olarak görev yaptığını, davacının 11/05/2006-27/01/2013 tarihleri arasında 08.00-17.00 saatleri arasında, 12/01/2009 tarihinden itibaren de yirmi dört saat çalışıp yirmi dört saat dinlenerek çalıştığını, fazla çalışma hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının anlatımlarına itibar edilerek davacının 2009 yılından sonra yirmi dört saat çalışıp yirmi dört saat dinlendiği, buna göre bir hafta dokuz diğer hafta on iki saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davalı vekili tarafından davacı tanıklarının husumetli olduğu ileri sürüldüğü gibi, bir kısım duruşma tutanakları sunulduğu tespit edilmektedir. Eldeki davanın tanığı ..., bu dosyada “2009 yılında yönetim değiştikten sonra 24 saat çalışıp 24 saat dinleniyorlardı. Davacı burada santral görevlisi olarak çalışırdı.” şeklinde beyanda bulunduğu halde, ... 1. İş Mahkemesinin 2013/274 esas sayılı dosyasında “santralde görevli üç kişinin bulunduğunu on iki saat çalışıp yirmidört saat dinlendiklerini” beyan etmiştir Davacı tanığının anılan dosyadaki beyanı ile bu dosyadaki beyanı arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsizdir. Bu itibarla Mahkemece davalı tarafın tanıkların husumetli olduğu yönündeki iddiası da araştırılmak suretiyle, davacı tanıkları yeniden çağrılarak santral görevlisi olarak çalışan davacının işyerindeki çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmalı, özellikle davacı tanığı ...’nın santral görevlilerinin çalışma düzenine ilişkin anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli, sonucuna göre dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden bir arada değerlendirilerek davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozma sebebidir.
Kabule göre de davacının yıllık izinde olduğu süreler dikkate alınmadan fazla çalışma ücreti hesaplanması yerinde değildir.
Açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.