
Esas No: 2021/14609
Karar No: 2022/3443
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/14609 Esas 2022/3443 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddeleri gereğince 33.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanığın duruşma davetiyesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği gerekçesiyle kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunmuştur. Ayrıca, benzer bir olayda Yargıtay'ın verdiği karara atıfta bulunularak, sanık hakkında bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesi: Çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddesi: Hükmen veya barışık şekilde ödenmeyen para cezalarına mahsuben hapis cezası verilemez.
"İçtihat Metni"
Çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan sanık ...'ın, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddeleri gereğince 33.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... İcra Ceza Mahkemesinin 09/11/2017 tarihli ve 2017/74 Esas, 2017/430 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 13/11/2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2020 tarihli ve KYB. 2020/103881 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-5941 sayılı Kanun'un "Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı" başlıklı 5/1. maddesinin; "..yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur." ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Şikayet süresi" başlıklı 347. maddesinin "Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer." şeklinde olduğu, dosya kapsamına göre çeki bankaya ibraz eden alacaklının çekin karşılıksız çıktığından dosyada örneği bulunan çek fotokopisine göre bankaya ibraz edildiği 31/08/2016 tarihinde haberdar olduğu, bu durumda 3 aylık şikâyet süresinin de bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, şikâyetin ise 23/01/2017 tarihinde yapılmak suretiyle süresinde olmadığı gözetilmeksizin, sanığın beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde;
Kabule göre de;
2-Şikayet dilekçesinde 11.000,00 Türk lirası bedelli 3 adet çekin keşide edildiğinin belirtilmesine karşın dosya kapsamında sadece 31/08/2016 tarihli 11.000,00 Türk lirası bedelli çek ile ilgili karşılıksızdır işleminin yapıldığı ve şikayet dilekçesinde bahsedilen 31/09/2016 ve 31/11/2016 tarihli çeklerin dilekçeye eklemediği gibi, mahkemesince bu iki belge yönünden çek vasfını haiz belgeler olup olmadığı, süresi içerisinde bankaya ibraz edilerek karşılıksızdır işlemi yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmadan her iki belgenin çek olduğunun ve yasal süre içerisinde karşılıksızdır işlemi yapıldığı hususları şikayet dilekçesine itibar edilerek hükme dahil edildiği anlaşılmakla; bu iki çek yönünden de değerlendirme yapılarak toplam cezaya dahil edilmek suretiyle mahkûmiyet kararı verilmesinde,
3-Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/06/2018 tarihli ve 2018/3098 esas, 2018/7281 karar sayılı ilamında " 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun'un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edilmiş olması karşısında, sanık hakkında bankanın sorumlu olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedelleri kadar adli para cezalarına hükmedilmesi gerekirken, çek bedellerinin karşılıksız kalan miktarları üzerine ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamları da eklenmek suretiyle fazladan adli para cezasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" şeklinde belirtildiği üzere, sanık hakkında bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği nazara alındığında; 5941 sayılı Kanun'un 3/3-a-1 maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenen muhatap bankanın, hamile süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödeme yapmakla yükümlü olduğu miktarın, çek bedellerinden mahsup edildikten sonra sanığın karşılıksız kalan kısımlar üzerinden adli para cezası ile cezalandırılması yerine, fazla ceza tayin edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Dosyanın tetkikinde, ... İcra Ceza Mahkemesince sanığa gönderilen, yokluğunda yargılamaya devam edileceği şerhini içeren duruşma davetiyesinin 7201 sayılı Kanunun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak tebliğ mazbatasında 7201 sayılı Kanunun 21/1. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29/2. maddesinde öngörülen usule göre haber verilen komşunun ismine yer verilmediği gibi imzası ya da imzadan imtina ettiğine dair bir şerh de bulunmadığı anlaşılmakla, kendisine usulüne uygun şekilde duruşma davetiyesi tebliğ edilmeyen sanığın yokluğunda yargılamaya devam edilerek mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı,
Hususunda da kanun yararına bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.