2. Hukuk Dairesi 2014/23484 E. , 2014/23312 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Boşanma davalarının "aynı dava" içinde "birden fazla sebeple" açılması mümkündür. Aile mahkemesi hakimi her bir sebep hakkında inceleme yaparak karar vermek zorundadır (...md.26). Davalı-davacı kadının dava dilekçesi, evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK.md.166/1) yanında, fiili ayrılık (TMK.md.166/son) sebebine dayalı boşanma isteğini de içermektedir. O halde, mahkemece, davalı-davacı kadının fiili ayrılık sebebi ile boşanma talebi konusunda da olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu talep ile ilgili bir hüküm kurulmaması hukuki dinlenilme hakkının (...md.27) ihlali niteliğinde olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen davacı-davalı kocanın boşanma davasına ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere sonucunda oybirliği, gerekçesinde oyçokluğuyla karar verildi.20.11.2014(Prş.)
(Muhalif) (Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece, kocanın Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesindeki fiili ayrılık sebebine dayanan boşanma davasının kabulüne, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından temyiz edilmiştir.
Sayın çoğunluk, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 166"ncı maddesinin (1.) fıkrasında yer alan sebebe, hem de aynı maddenin (4.) fıkrasındaki fiili ayrılık sebebine dayandığını kabul ederek, bu ikinci sebebe dayanan boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuş, bozma sebebine göre diğer yönleri incelememiştir.
Karşı boşanma davasındaki boşanma talebi “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması” sebebine dayanmaktadır. Evlilik birliği ister, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davaya bağlı olarak geçen üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması halindeki yasal karine sebebiyle “temelinden sarsılmış sayılsın”; ister reddedilmiş bir boşanma davası bulunmaksızın ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsun, her iki halde de davanın temel hukuki sebebi “birliğin temelinden sarsılmış” olmasıdır. Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesindeki yasal karineye dayanılması halinde, boşanma kararı verilmesi için; önceki ret kararının kesinleşmiş olması ve kesinleşmeden başlayarak üç yıl geçmiş bulunması, bu süre içinde ortak hayatın her ne sebeple olursa olsun kurulamamış olması yeterli iken; sözü edilen “yasal karineye” dayanılmamış olması halinde boşanma kararı verilebilmesi, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının bilbeyyine ispatlanmış olması halinde mümkündür. Dolayısıyla karşı davada, evlilik birliğini temelinden sarsan olayların yanında, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davanın varlığına da değinilmesi ve ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yılı aşkın süre içinde ortak hayatın kurulmadığından söz edilmiş bulunması, karşı davanın dayandığı “hukuki sebebi” değiştirmez ve karşı davanın biri diğeriyle bağdaşmayan iki ayrı hukuki sebebe istinat ettiği anlamına gelmez. (4.) fıkradaki yasal karine varsa zaten “birlik temelinden sarsılmış” demektir. Bu halde yasal karinenin geçerliliğinin ispatlanmış olması yeterli olup, ayrıca birliğin temelinden sarsılmış olup olmadığının araştırılmasına lüzum kalmaz. Bu bakımdan sayın çoğunluğun, biri diğeriyle bağdaşmayan iki ayrı sebebe dayanılmış gibi, ya da biri özel, diğeri genel boşanma sebebi varmış gibi “karşı davacının, Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesindeki fiili ayrılık sebebine dayanan boşanma talebi hakkında da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği” şeklindeki görüşüne ve bu yönde tesis ettiği bozmaya katılmak mümkün olmamıştır. Sorun, davalı tarafından açılan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanan karşı boşanma davasının da kabulü gerekip gerekmediğindedir.
Koca tarafından, daha önce boşanma sebeplerinden “terke” (TMK. m. 164) dayanılarak açılan ve reddedilen davadan önce, kocanın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği, açtığı davanın “haklı görülmeyerek” reddedilmesinden sonra da ortak hayatı kurmaktan kaçındığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu halde davalı (kadın) da boşanma davası açmakta haklıdır. Öyleyse kadının karşı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile karşı davanın reddi doğru bulunmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak etmiyorum.
KARŞI OY YAZISI
Davalı-davacı (kadın), davacı-davalı (koca)"nın açtığı boşanma davasına karşı verdiği karşı dava dilekçesinde davacı kocasının "gerek nafaka davasını sonuçsuz bırakmak ve gerekse boşanmayı sağlamak amacıyla haksız yere açtığı boşanma davasının ... 2. Aile Mahkemesinin 2007/482 esas sayılı dosyası üzerinden görülerek reddine karar verildiğini tarafların yedi yıldır ayrı yaşadıklarını, evlilik birliğinin bu hale gelmesinden kusurlu olan tarafın davacı koca olduğunu belirterek tarafların boşanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı-davalı (koca)"nın davası Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde düzenlenen hukuki sebebe dayalı boşanma davası olarak nitelendirilmiş ve kabulü ne karar verilmiş, davalı-davacı (kadın)"ın davası ise hukuki nitelendirme yapılmadan davacının kusurundan kaynaklanan bir geçimsizlik kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmiştir. Davalı-davacı (kadın) temyiz dilekçesinde ... 2. Aile Mahkemesinin 2007/482 esas, 2008/380 karar sayılı dosyanın başlı başına davalarının kabulü için dayanak teşkil ettiğini bildirmiştir. .../...
Bütün bu açıklamalardan davalı-davacı (kadın)"ın davasının hukuki sebebinin halen açıklanmadığı bir başka deyişle belirsiz olduğu anlaşılmaktadır. Hakimin, davayı aydınlatma görevi kapsamında uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda sınırlı olarak taraflarca açıklama yaptırılabilir. (...md.31) Mahkemece yapılacak iş, bu kapsamda davalı-davacı taraftan davasının hukuki sebebini açıklamasını istemek ve sonucuna göre hüküm tesis etmekten ibarettir. Bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun hükmün bozulmasına ilişkin görüşüne katılmakla birlikte bozma gerekçesine katılmıyorum.