Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/8755 Esas 2019/2380 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8755
Karar No: 2019/2380
Karar Tarihi: 07.02.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/8755 Esas 2019/2380 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın bir eylemi sonucunda mağdurun hayatını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı ve hayat fonksiyonlarının etkilendiği olayda, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında temel cezaya hükmederken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu dikkate alınmadığı için alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğini; sanığın eylemi sonucunda mağdurun hayatını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı ve hayat fonksiyonlarının etkilendiği olayda, sanık hakkında hüküm kurulurken yalnızca TCK'nin 87/1-d-son maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca da artırım yapıldığı için hükmün BOZULMASINA karar verildiğini belirtti. Ayrıca alacak meselesinden kaynaklı hukuki ihtilafın haksız tahrik nedeni olamayacağı ve Anayasa Mahkemesi'nin 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri ise TCK'nin 86/1, 87/1-d-son, 87/3, 61 ve 3. maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesi olarak
3. Ceza Dairesi         2018/8755 E.  ,  2019/2380 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Sanığın eylemi neticesinde, mağdurun yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı aynı zamanda hayat fonksiyonlarını orta (2.) derecede etkileyen kemik kırığının meydana geldiği olayda, birden fazla nitelikli hal ihlaline neden olan sanık hakkında TCK"nin 86/1. maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak TCK"nin 61 ve TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    2) Sanığın eylemi neticesinde, mağdurun yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı aynı zamanda hayat fonksiyonlarını orta (2.) derecede etkileyen kemik kırığının meydana geldiği olayda, sanık hakkında hüküm kurulurken yalnızca TCK"nin 87/1-d-son maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, TCK"nin 87/3. maddesi uyarınca da artırım yapılması,
    3) Alacak meselesinden kaynaklı hukuki ihtilafın haksız tahrik nedeni olamayacağı gözetilmeyerek, sanığın eylemini tahrik altında kalarak işlediği gerekçesiyle 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indirimi yapılması,
    4) Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 tarih ve 2015/1167 Esas- 2017/247 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine muhalefet edilmesi
    5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 07.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.




































    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.