(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2012/1890 E. , 2013/37877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ..., mağdur ..., katılan ... ve katılan ..."e yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçları ile mağdur ... ve katılan ..."e yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelen temyizin incelenmesinde;
Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre; 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 3-B maddesiyle değişik 1412 sayılı CMUK’un 305/1. maddesi gereğince hüküm tarihine göre temyizleri olanaklı olmadığından suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında mağdur ..., katılan ... ve katılan ..."e yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçları ile katılan ..."e yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında mağdur ..., katılan ... ve katılan ..."e yönelik eylemleri dolayısıyla TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 22.01.2013 tarih ve 2012/1142 esas-2013/ 17 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, TCK"nın 119. maddesi kapsamında nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçu, CMK"nın 253/1. fıkrası “b” bendi 3 nolu alt bendi kapsamı dışında bulunduğundan; uzlaşma hükümlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamede yer alan bozma istemli düşünce benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ...."in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
III-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdurlar ..., ..., ... ile katılanlar ..., ..., ..., ... ve ..."ya yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda yer alan suça sürüklenen çocuğa atılı hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre; 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık zamanaşımının, karar tarihi olan 28.11.2008 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
IV-Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ... ile katılanlar ..., ..., ..., ... ve ..."ya yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümler ile mağdur ..."e yönelik hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Sair itirazlar yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık hakkında mağdur ..."e yönelik hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler yönünden; sanığın hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Katılan ..."ın tarlasındaki su pompasının döşeli halde bulunan kablosunun hırsızlanması eyleminin, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,
3-TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır. Somut olaylarda ise; mağdur ..., katılan ..., katılan ... ve katılan ..."nun hırsızlığa konu eşyalarının bilinen değerlerine göre sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malların değerlerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek oranda indirimler yapılması gerektiğinin; mağdur ..., katılan ... ve katılan ...."nun hırsızlığa konu eşyalarının ise suç tarihi itibariyle değerleri tespit edildikten sonra TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezalardan indirim yapılıp yapılmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 04.12.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.